Geçen hafta Senegal’in başkenti Dakar’da düzenlenen Feed Africa Summit (Afrika’yı Besle Zirvesi) kıtanın zengin kaynakları ve iş gücüne rağmen gıda konusunda dışa bağımlılığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Afrika Kalkınma Bankası (AfDB) tarafından organize edilen zirvede, kıtanın kalkınma ortakları Afrika’da gıda egemenliğinin sağlanabilmesi için gelecek 5 yıl için toplam 30 milyar dolar finansman sözü vermişti.
Bu kaynakla Afrika’daki tarım projelerinin desteklenmesi ve gıda ithalatının azaltılması hedeflense de rakamlar kıtanın gıda ithalatının her geçen yıl arttığını ortaya koyuyor.
AfDB verilerine göre, Afrika 2015’te 35 milyar dolarlık gıda ithalatı yaparken bu rakam 7 yıl içinde 2 katına çıkarak 70 milyar dolara ulaştı.
Tüketim alışkanlıklarının değişmesi ve gıdaya olan talebin artmasıyla 2025’te gıda ithalatının 110 milyar doları aşması bekleniyor.
Afrika en çok tahıl, sıvıyağ, şeker, et ve süt ürünleri gibi temel gıda maddelerinde dışa bağımlıyken kakao, kahve, çay ve baharat gibi ürünleri ihraç ediyor.
Oysa uzmanlar, Afrika’nın, dışarıdan satın aldığı temel gıda maddelerinin neredeyse tamamını üretebileceğini ve bu tarımsal üretimin önemli bir istihdam oluşturabileceğine işaret ediyor.
Afrika’nın gıda talebini kendi kendine karşılaması için tarım sektörüne yatırım önem arz ederken, ithal ürünlerin yerel alternatifleriyle de ithalat rakamlarının düşebileceği belirtiliyor.
Örneğin 2021’de 55 milyon ton tahıl ithalatı yapan Afrika, bunun yerine fonio, amarant, teff gibi yerel hububat ürünleri kullanabilir.
Afrika 9 milyar insanı doyurabilir
AfDB’nin 2022 rakamlarına göre dünyada açlık çeken 828 milyon kişinin 278 milyonu Afrika’da yaşıyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Afrika’da açlık çekenlerin sayısının 2030’da 310 milyona ulaşabileceği konusunda uyarıyor.
Afrika, dünyada el değmemiş tarım arazilerinin yüzde 65’ine ev sahipliği yapıyor. Kıta 2050’ye kadar 9 milyar insanı beslemeye yetecek ekilebilir araziye sahip olmasına karşın 100 milyon tondan fazla gıda ithal ediyor.
2022 Afrika Tarım Durum Raporu ise iklim değişikliğinin etkileri ve küresel krizlere dayanıklılık için Afrika’daki tarım sektörünün her yıl 257 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu ortaya koyuyor.
Sömürge döneminden kalma “tek ürün” alışkanlığı
Afrika’da ekilebilir araziler ve verimli topraklara karşın yaşanan gıda sorununun temel nedenlerinden birisini, sömürge döneminden kalma alışkanlıkla devamlı aynı ve tek ürün üzerinden tarım yapılması oluşturuyor.
Sömürgeci devletlerin, bağımsızlık öncesi Afrikalı çiftçilere kendi ihtiyaçları doğrultusunda tek ürün dayatması ve bu alışkanlığın bugün hala sürdürülüyor olması kıtanın tarım alanında kalkınmasının önüne geçiyor.
Bunun yanı sıra hızla artan nüfus, alt yapı ve tarım alanında yatırım eksikliği de Afrika’daki gıda sorununu derinleştiriyor.
Terör Afrika’da gıda güvensizliğini artırıyor
Kıtada 30’dan fazla silahlı terörist grubun varlığı da tarım ve hayvancılığı olumsuz etkiliyor.
Özellikle Sahel bölgesi ve Çad Gölü havzasında milyonlarca kişinin terör ve güvenlik riski nedeniyle açlık ve gıda güvensizliği yaşadığı biliniyor.
BM rakamları, dünyanın en uzun süreli ve karmaşık çatışma bölgelerinden Çad Gölü havzasında yer alan Kamerun, Çad, Nijer ve Nijerya’da 5,6 milyon kişinin ciddi gıda güvensizliğiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor.
BM, Sahel’de terör örgütleri nedeniyle artan gıda güvensizliği konusunda önlem alınmazsa 18 milyon kişinin açlık riski altında olduğu konusunda uyarıyor.
İklim değişikliği
Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’ini barındıran Afrika, küresel ısınmaya neden olan sera gazı emisyonlarının sadece yüzde 3’ünden sorumlu olsa da iklim değişikliğinin etkilerine en sert şekilde maruz kalıyor.
Hint Okyanusundaki ada ülkesi Madagaskar 2021’de iklim değişikliğine neden olan faktörlerde hiç pay sahibi olmasa da “sadece iklim değişikliğinin yol açtığı kıtlıkla mücadele eden ilk ülke” olmuştu.
Son 40 yılın en ağır kuraklığının yaşayan ülkede kuraklığın her geçen yıl artması, 1 milyon 140 bin kişiyi hiç gıda bulamaz hale getirmişti.
Dünya Bankası verileri, Afrika’yı “iklim değişikliğinden en çok etkilenen kıta” olarak nitelerken, kuraklık, düzensiz yağışlar ve aşırı sıcakların tarım sektörünü derinden etkilemesi nedeniyle 86 milyon kişinin göç etmek zorunda kalacağını göstermişti.
Kovid-19 ve Rusya Ukrayna savaşı
Öte yandan Kovid-19 salgınının neden olduğu gıda krizi de Afrika’da 200 milyondan fazla kişiyi etkiledi.
Salgının ardından patlak veren Rusya-Ukrayna savaşı da Afrika ülkelerindeki tarım faaliyetlerini sekteye uğratarak buğday fiyatlarında yüzde 45 artışa yol açtı.
Buğday ihtiyacının yüzde 40’ını Rusya ve Ukrayna’dan karşılayan Afrika kıtasında savaş nedeniyle 30 milyon ton gıda açığı oluştu.
Afrika ülkeleri ihtiyaç duydukları gübrenin büyük bir kısmını da Rusya ve Ukrayna’dan ithal ederken savaş nedeniyle gübre fiyatları 3 katına çıktı, piyasada 2 milyon tonluk gübre açığı baş gösterdi. AA