ABD Kongresi Araştırma Servisi, 22 Aralık 2022’de Jim Zamotti ve Clayton Thomas imzasıyla yayımladığı ve 30 Aralık 2022’de bazı eklemeler yaptığı “Türkiye: Arka Plan ve ABD ile İlişkiler” raporunu 9 Ocak’ta güncelledi.
ABD Dışişleri Sözcüsü’nün geçen hafta özellikle Türkiye’nin Rusya-Ukrayna Savaşı’nda yapıcı rol oynamasına ilişkin takdir edici ifadelerinin ardında Washington’un Türkiye’ye yönelik tavrındaki değişikliğin bir işareti de Kongreden geldi.
Kongre, iki ülke ilişkileri üzerine Aralık 2022’de yayımlanan raporunun dilinde yumuşatmalar yaptı ve iki ülke arasındaki sorunlu konulara ilişkin bazı detayları çıkararak raporu yeniden yayımladı.
Raporun girişindeki ifadelerin bir kısmı yumuşatıldı
Aralık 2022 raporunun girişinde yer alan “Erdoğan’ın hükmü ve Türkiye’nin kur krizi” başlığı metinden çıkarılırken, 2021’de Türkiye’de kurun yükselmesine ilişkin “Ülke, önemli bir enflasyonla karşı karşıya iken konvansiyonel ekonomi teorilerine karşın Erdoğan, Türkiye’nin Merkez Bankasına faiz oranlarını düşürmesi için baskı yaptı.” ifadesi metinden çıkarıldı.
Bunun yerine enflasyon ve kurdaki yükselişinin “Belki de kısmen Erdoğan’ın faiz oranlarını görece düşük tutma konusundaki alışılmışın dışındaki politikasından kaynaklandığı” ifadesi eklendi.
“Ek olarak bazı gözlemciler, Erdoğan yönetiminde özgür ve adil seçimlerin yapılıp yapılamayacağını veya Erdoğan’dan memnun olmayan bazı destekçilerinin gerçekten muhalefet partilerine oy verip vermeyeceğini tartışıyor. Bazı kaynaklar, Erdoğan’ın sağlığının yerinde olup olmadığını da sorguluyor.” ifadeleri de raporun girişinden tamamen çıkarıldı.
Kongre raporunun bir ayda değişen “dış politika başlıkları”
Türkiye’nin dış politikası ve stratejik yönelimine ilişkin bölümde, “1952’de NATO’ya katıldığından bu yana Türkiye’nin dış politika rotasının, Batı’ya en az yönelik olduğu” değerlendirmesi raporun güncel halinden tamamen atıldı..
“AK Parti’nin MHP ile ittifakı dolayısıyla dış politikada milliyetçi bir yaklaşım edindiği” ve “Türkiye’nin geçmişte hem bölgesel güç olması hem de büyük güçlerin rekabetinin sahnesi haline gelmiş olmasının” dış politikada milliyetçi eylem ve söyleme, “neo-Osmanlı anlatısına katkı sağladığı” iddialarına da raporun güncel kısmında yer verilmedi.
ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelemesi ve ABD yönetiminin Türkiye’de demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne vurgu yaptığı ifadeleri de rapordan çıkarıldı.
Güncellenmiş metinde, “Türkiye’nin gelecekteki dış politika rotası, kısmen Türk liderlerinin Batılı güçlerle geleneksel güvenlik ve ekonomik ilişkilerde kendilerini ne ölçüde kısıtlanmış hissettiklerine ve başka küresel ilişkiler kurarken gerilim veya ilişkileri koparma riskini almaya ne kadar istekli olduklarına bağlı olacaktır.” denildi.
Öte yandan 9 Ocak’ta güncellenen rapora, “seçim sonuçlarının dış politika üzerindeki etkisinin az olacağına” dair bir kısım eklendi.
Raporda, 2023 seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan başka birinin seçilmesi durumunda toplumda ve siyasi partilerdeki milliyetçi duyguların Suriye, Irak, PKK terörizmi, Yunanistan, Kıbrıs, Akdeniz ve Ege sorunları ile Rusya ve Ukrayna’ya yaklaşımı bakımından farklı bir rota çizilmesinin süreci oldukça zora sokacağına işaret edildi.
Muhalefetin cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması durumunda iç politika ve ekonomi politikalarında belirli ölçüde bazı değişikliklerin olabileceği, yeni seçilmiş cumhurbaşkanının Erdoğan kadar Batı’nın aksine karar alma riski almayacağının beklenebileceği ifade edildi.
Aralık 2022 raporunda yer almayan ve sonradan eklenen değerlendirmede, şunlar kaydedildi:
“Yeni, denenmemiş bir Türk hükümeti, gücünü çeşitli uluslararası aktörlere gösterme veya koalisyonun parçası olan seçmeni yatıştırma konusunda baskı hissederse, Erdoğan’ın iddialı çıkışlarına denk çıkışlar yapmaya çalışabilir. Aksi takdirde koalisyon içinde fikir birliği eksikliğiyle karşı karşıya olan bir cumhurbaşkanı, dış politika konusunda daha pasif hale gelebilir.”
S-400 alımıyla ilgili değerlendirme
30 Aralık 2022’de yayımlanan raporda, Türkiye’nin S-400 alımına kapsamlı bir bölüm ayrıldı. Burada, Türkiye’nin S-400 alımının arkasında şu 3 iddiaya yer verildi:
“Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye arasında Patriot sistemine ilişkin teknoloji paylaşımı konusunda anlaşma olmaması, muhtemelen Türkiye’nin 2013’ten 2015’e kadar Çin’den hava savunma sistemi satın alma girişiminde başarısız olması dahil olmak üzere, ABD’den başka hava savunma seçeneklerini değerlendirmeye olan ilgisine katkıda bulunmuştur.
Türkiye’nin Patriot yerine S-400 alma kararında başka faktörler etkili olmuş olabilir. Bunlardan biri; Türkiye’nin yabancı silah kaynaklarını çeşitlendirme konusundaki bariz arzusudur. Bir diğeri ise Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 2016 darbe girişiminde bazı Türk askeri personelince kullanılanlar gibi, ABD menşeli uçaklara karşı savunmaya olan olası ilgisidir.”
9 Ocak’taki güncellenen raporda da bu kısımların tamamı metinden atıldı.
Aralık 2022 raporunda, Türkiye’nin F-16 talebine ve Kongrenin bu duruma muhalefetine kısaca değinilirken; 9 Ocak’taki güncellemede de Türkiye’nin NATO içerisindeki değerine, Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Avrupa’nın güvenliği için önemine vurgu yapıldı.
Güncellenen raporda, Kongrenin itirazlarına karşılık ABD Dışişleri Bakanlığının, Türkiye’nin Ukrayna’ya verdiği destek bakımından önemli bir caydırıcı güç olduğuna dair değerlendirmesine yer verildi.
– ABD’nin Türkiye ile ilişkilerinin geleceği konusundaki değerlendirmeler
Aralık 2022 raporunda, “ABD ve NATO’nun Stratejik Değerlendirmeleri” başlıklı bölümde, Türkiye ile Batı arasındaki tansiyonun artma ihtimaline karşı ABD’nin İncirlik’e alternatif olarak Ürdün, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan ve Romanya gibi yerlerde askeri varlığını artırması tavsiyesinde bulunulurken, güncellenen metinde bu değerlendirme çıkarıldı.
Bunun yerine Türkiye’nin Ukrayna-Rusya Savaşı’nda Rusya’nın işgalini kınadığını, boğazları Rus savaş gemilerine kapattığını, Moskova’nın Ukrayna toprakları üzerindeki iddialarını reddettiğini ve Ukrayna ordusuna hem insansız hava araçları hem de zırhlı personel taşıyıcılar tedarik ettiği bilgilerine yer verildi.
Aralık 2022 raporunda, Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılmasındaki rolüne değinilmezken, güncellenen raporda Kıbrıs ve Doğu Akdeniz hidrokabron sahaları konusundaki ihtilaflara yer verilmedi.
Aralık raporunda, ABD’nin Türkiye ile ilişkilerinin geleceği konusundaki seçeneklerine ilişkin değerlendirmeler de güncel rapordan tamamen çıkarıldı.
Aralık 2022 raporunda iç politikayla ilgili kısımda, HDP’nin PKK terör örgütü ile iltisakı nedeniyle kapatılması için Anayasa Mahkemesine yapılan başvuruya ve ABD yönetiminin buna verdiği tepkiye yer ayrıldı.
Güncellenen raporda söz konusu kısım çıkarılarak, “Bu arada Türk makamları, ABD’nin de terör örgütü olarak tanımladığı PKK teröristlerine karşı aralıksız çabalarını sürdürdü. Bu çabalar, Irak ve Suriye’de PKK ve PKK bağlantılı grupları hedef alan Türk askeri operasyonlarını içermektedir.” denildi.
Türkiye’de kur yükselişine yönelik Aralık 2022 raporunda, “Kur Krizi” başlığıyla kapsamlı bir bölüm ayrılıp geniş bir analiz yapılırken; güncellenen metine, “Büyük Ekonomik Zorluklar” başlığıyla ekonominin genel durumuna dair kısa bir özet konuldu.
Aralık 2022 raporunda, seçime ilişkin beklenti ve anketlere yer verilmezken, güncel metinde açık kaynaklardaki bazı anket ve olası muhalefet adaylarına da değinildi. AA