Ana SayfaGüvenlik SözlüğüAvrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı (European Charter of Local Self-Government) Avrupa Konseyi tarafından 15 Ekim 1985 yılında üye ülkelere imzaya açılan, 1 Eylül 1988 yılında yürürlüğe giren, üye ülkelerde yerel yönetimlerin özerklik ve yetkilerini artırmayı hedefleyen dökümandır. Türkiye’nin kurucu üyeleri arasında yer aldığı 1949 yılında kurulan Avrupa Konseyi (Council of Europe) daha çok insan hakları, hukukun üstünlüğü ve çoğulcu demokrasi ilkelerini koruma ve güçlendirme; azınlıklar, ırkçılık, hoşgörüsüzlük ve yabancı düşmanlığı, sosyal dışlanma, uyuşturucu madde ve çevre konularındaki sorunlara çözüm arama; Avrupa kültürel benliğinin oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunma alanlarında çalışmaktadır. Türkiye dahil 47 üye ülkenin bulunduğu Avrupa Konseyinde ayrıca 6 adet gözlemci ülke yer almaktadır.

Şart toplam 3 bölüm ve 18 maddeden oluşmaktadır. Önsöz kısmında bu şartın düzenlenmesindeki temel motivasyonun vatandaşların kamu işlerinin yönetilmesine katılımın ve demokratik hakların kullanılmasının en üst düzeyde sağlanması olduğu belirtilmektedir. Bu amaca ulaşmak içinde en doğru yolun yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması ve ademî merkezîyetçi bir Avrupa modelinin benimsenmesi olduğu savunulmaktadır.

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Türkiye dahil 47 Konsey üyesi ülkeler tarafından onaylanmıştır. Bahse konu Şart 9 Aralık 1992 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından uygun bulunarak 1 Nisan 1993 tarihinde ülkemiz yönünden yürürlüğe girmiştir.

Türkiye’nin Çekince Koyduğu Maddeler

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, Türkiye açısından egemenlik hakları yönüyle sorunlu bulunan maddeler olması sebebiyle çekince konularak imzalanmıştır. Çekince konulan maddeler aşağıda sıralanmıştır:

  1. Şartın 4. maddesinin 6. fıkrası “Yerel makamları doğrudan ilgilendiren tüm konulara ilişkin planlama ve karar alma süreçleri içinde, kendileriyle olanaklar ölçüsünde zamanında ve uygun biçimde danışılacaktır.”
  2. Şartın 6. maddesinin 1. fıkrası “Kanunla düzenlenmiş genel hükümlere halel getirmemek koşuluyla, yerel makamlar kendi iç idari örgütlenmelerini, bunları yerel ihtiyaçlarla uyumlu kılmak ve etkin idare sağlamak amacıyla, kendileri kararlaştırabileceklerdir.”
  3. Şartın 7. maddesinin 3. fıkrası “Yerel olarak seçilmiş kişilerin görevleriyle bağdaşmayacak işlev ve faaliyetler kanunla veya temel hukukî ilkelere göre belirlenir.”
  4. Şartın 8. maddesinin 3. fıkrası “Yerel makamların idari denetimi, denetleyen makamın müdahalesinin korunması amaçlanan çıkarların önemiyle orantılı olarak sınırlandırılmasını sağlayacak biçimde yapılmalıdır.”
  5. Şartın 9. maddesinin 4. fıkrası “Yerel makamlara sağlanan kaynakların dayandığı mali sistemler, görevin yürütülmesi için gereken harcamalardaki gerçek artışların mümkün olduğunca izlenebilmesine olanak tanımaya yetecek ölçüde çeşitlilik arz etmeli ve esneklik taşımalıdır.”
  6. Şartın 9. maddesinin 6. fıkrası “Yeniden dağıtılan kaynakların yerel makamlara tahsisinin nasıl yapılacağı konusunda, kendilerine uygun bir biçimde danışılacaktır.”
  7. Şartın 9. maddesinin 7. fıkrası “Mümkün olduğu ölçüde, yerel makamlara yapılan hibeler belli projelerin finansmanına tahsis edilme koşulu taşımayacaktır. Hibe verilmesi yerel makamların kendi yetki alanları içinde kendi politikalarına ilişkin olarak takdir hakkı kullanmadaki temel özgürlüklerine halel getirmeyecektir.”
  8. Şartın 10. maddesinin 2. fıkrası “Her devlet, yerel makamların ortak çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi için birliklere üye olma ve uluslararası yerel makamlar birliklerine katılma hakkını tanıyacaktır.”
  9. Şartın 10. maddesinin 3. fıkrası “Yerel makamlar, kanunla muhtemelen öngörülen şartlar dahilinde, başka devletlerin yerel makamlarıyla işbirliği yapabilirler.”
  10. Şartın 11. maddesi “Yerel yönetimler kendi yetkilerinin serbestçe kullanımı ile anayasa veya ulusal mevzuat tarafından belirlenmiş olan özerk yönetim ilkelerine riayetin sağlanması amacıyla yargı yoluna başvurma hakkına sahip olacaklardır.”
  11. Şartın onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, Bakanlar Kurulu kararıyla bütün çekincelerin kaldırılması mümkündür.

DİĞER İÇERİKLER