Uzlaşmazlık, kelime anlamı ile “anlaşmaya, uzlaşmaya yanaşmama durumu” olarak tanımlanabilir. Varolan uzlaşmazlıklar çeşitli yollarla ifade edilebilir, barışçıl, şiddet içermeyen yollarla olabildiği gibi, şiddet içeren ve barışçıl olmayan yollarla da ifade edilebilir. Uzlaşmazlığın ortaya çıkmasından itibaren çatışma söz konusudur. Çatışma kavramı ile esas olarak, farklı grupların uyuşmaz nitelikteki amaçları peşinden gitmeleri kastedilmektedir.
Çatışma çözümü, çatışmada taraf olan tüm tarafları tatmin edecek nitelikte çözümler üretmeyi hedefleyen stratejiler ile ilgilenir.
Çatışmaların engellenebilmesi için, hakemlik, arabuluculuk, müzakere gibi çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Ancak Soğuk Savaş sonrası değişen anlayışlar ve konseptler, çatışma çözümüne ilişkin yöntem ve teknikler açısından da farklı yaklaşımları gerekli kılmıştır. Hakemlik, uluslararası müzakere gibi geleneksel yöntemlerin yanında artık önleyici diplomasi, bölgesel görev paylaşımı, gerçeklik komisyonları gibi modern metotlar da çatışma çözümünde kullanılan yöntemler arasına girmiştir.
Çatışmanın önlenmesi her zaman mümkün olmayabilir. Bu durumda kapsamlı bir şekilde “çatışma analizi” (conflict analysis) yapılması gerekir. Bu durum, çatışmayı anlamaya ve olası yıkıcı sonuçlarından olabildiğince kaçınarak çatışma çözümü metotları ve stratejileri geliştirmeye yardımcı olacaktır. Çözümlerin devamlılığını sağlamak için “çatışmanın dönüştürülmesi” (conflict transformation) gerekir.
Geçmişte, hakemlik (arbitration), doğrudan pazarlık (direct bargaining), arabulucu kullanımı (use of intermediaries) ve uluslararası kurumlara riayet etme (deference to international institutions), devlet-içi çatışmaları yönetmede nispeten başarılı araçlardı. Ancak Soğuk Savaş sonrası dönemde ortaya çıkan terörizm, iç savaşlar ve diğer tehditler neticesinde çatışma çözümünün; önleyici diplomasi (preventive diplomacy), insanî müdahale (humanitarian intervention), bölgesel görev paylaşımı (regional task-sharing) ve gerçeklik komisyonları (truth commissions) gibi daha yakın tarihli girişim ve metotları da kapsadığı görülmektedir.
Günümüzde, çatışma ve krizlerin yıkıcı, kargaşa ve şiddet dolu sonuçlarını önlemek, azaltmak, yönetmek, durdurmak, tamamen sona erdirmek ve bir daha tekrarlanmasını engelleyebilmek üzere geliştirilmiş etkin mekanizma, usul ve yollar bulunmaktadır. Bu metodlar bugüne değin yaşanan birçok uyuşmazlıkta test edilmiştir. Söz konusu metodları; müzakere (negotiation), arabuluculuk (mediation), üçüncü taraf müdahalesi (third-party intervention), uzlaştırma (reconciliation), hakemlik (arbitration), diyalog ve istişare (dialogue), kolaylaştırma (facilitation), ombudsmanlık, tahkikat, uluslararası mahkemeler şeklinde saymak mümkündür.
Çatışma çözümü, çatışmada taraf olan tüm kesimleritatmin edecek nitelikte çözümler üretmeyi hedefleyen stratejiler ile ilgilenir. Çatışmada uzlaşma ise, silahlı bir mücadeleyle beslenen siyasî bir çatışmayı sonlandırmak üzere tarafların bir anlaşmaya vararak çatışmayı sonlandırması anlamına gelir.