Ana SayfaGüvenlik HaberleriÇavuşoğlu: Rusya-Ukrayna müzakereleri için pes etmeyeceğiz, çabalarımızı sürdüreceğiz

Çavuşoğlu: Rusya-Ukrayna müzakereleri için pes etmeyeceğiz, çabalarımızı sürdüreceğiz

Bakan Çavuşoğlu, İtalya Dışişleri Bakanlığı ve Uluslararası Siyasi Çalışmalar Enstitüsünün (ISPI) ev sahipliğinde, Roma’da bu yıl 8’incisi düzenlenen MED Akdeniz Diyalog Forumuna katıldı.

Forum kapsamında “Özel Diyalog” oturumuna iştirak eden Çavuşoğlu, bölgesel ve uluslararası gelişmelere dair soruları yanıtladı.

Bölge ülkeleriyle ilişkilere değinen Çavuşoğlu, Türkiye’nin bu noktada önemli rol oynadığını, bölgede yaşanan krizlerin fırsatları da beraberinde getirdiğini söyledi.

İsrail’de yeni bir hükümetin kurulmasından yararlanarak ilişkileri normalleştirdiklerini belirten Çavuşoğlu, bu normalleşmenin, Filistin davasına ihanet olarak algılanmasının veya Filistin davası pahasına olarak düşünülmesinin yanlış olacağını söyledi.

Çavuşoğlu, “İsrail, Filistin konusundaki tutumumuzun değişmeyeceğini biliyor.” ifadesini kullanırken, bu normalleşmenin, her iki tarafa ve bölgeye katkı sunduğunu belirtti.

Rusya-Ukrayna savaşına da değinen Çavuşoğlu, “İlkbahardan önce müzakere masası konusunda daha net bir tabloya sahip olacağımızı düşünüyorum. Pes etmeyeceğiz, çabalarımızı sürdüreceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin terörle mücadelesinin sürdüğüne de işaret ederek, “(Suriye’nin kuzeyinde) DEAŞ’ı temizlediğimiz gibi bu örgütleri de temizlemek için operasyonumuza devam etmemiz gerekiyor.” diye konuştu

Çavuşoğlu, bugünlerde değişimin daha hızlı ve sabit olduğunu belirterek, hızlı bir dönüşümden geçtiklerini, bu sırada iklim değişikliğinden enerji krizine kadar pek çok krizle karşı karşıya olduklarını ve hiçbir ülkenin bu zorlukların üstesinden gelemeyeceğini ifade etti.

Temel sorunun devletler arasındaki güven eksikliği olduğunu anlatan Çavuşoğlu, “Avrupa Güvenlik İşbirliği Toplantısı’ndan (AGİT) geliyoruz. Bir zamanlar Avrupa güvenliğinin garantörüydü. Şimdi, küresel güven açığı nedeniyle varoluşsal bir krizle karşı karşıya. Küresel bakımdan bu güven eksikliğinin çözümü, diyalog ve diplomasidir. Aslında bir kısır döngü vardır; diyalog eksikliği güvensizliği besler, güvensizlik de bölünmeye ve kutuplaşmaya yol açar.” dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye ve İtalya gibi önemli ülkelerin böyle zor dönemde önemli sorumlulukları olduğuna, Türkiye’nin dürüst ve güvenilir arabulucu rolünün Ukrayna’daki savaşta sonuç verdiğine işaret ederek, Tahıl Koridoru Anlaşması, Ukrayna-Rusya esir takası ve Zaporijya Nükleer Santrali müzakerelerinin bunlardan sadece birkaçı olduğunu aktardı.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’nin Ukrayna-Rusya savaşındaki tutumuna da değinerek, “Türkiye, çatışmanın başından beri ilkeler doğrultusunda hareket etti. Biz bu savaşı reddettik. Ukrayna’yı destekledik. Ukrayna da bizim desteğimizi takdir ediyor. Yasa dışı ilhak referandumlarını reddettik. Kırım dahil olmak üzere yasa dışı ilhakları kabul etmedik. Boğazları Rus savaş gemilerine kapattık, diğer müttefikler, diğer ülkeler gibi yasa dışı eylemleri kınıyoruz.” diye konuştu.

“Bu savaş nasıl sona erer, bu cevaplaması zor bir soru”

Ukrayna-Rusya savaşının nasıl sona ereceği sorusu üzerine Çavuşoğlu, “Bu savaş nasıl sona erer, bu cevaplaması için zor bir soru. Çünkü bu şu an çok çetrefilli bir durum. Biz iki dışişleri bakanını Antalya’da bir araya getirdiğimizde, özellikle de martta İstanbul’da buluştuklarında daha kolaydı.” yanıtını verdi.

Çavuşoğlu bugün ise yeni gerçekliklerin söz konusu olduğunu belirterek, “Bu yeni gerçeklikler Ukrayna için kabul edilebilir mi? Tabii ki hayır. Dolayısıyla çok karmaşık. Bazı Batılı müttefiklerimizi de müzakere masasına dönülmesine yönelik bir şeyler yapmaları için ikna etmemiz gerekiyor. Ukraynalılar sahada ilerliyor. Rusya, sivil altyapıları vuruyor. Ukraynalılar için hayat daha zor hale geliyor, bizim için de Avrupalılar için de. İlkbahardan önce müzakere masası konusunda daha net bir tabloya sahip olacağımızı düşünüyorum. Pes etmeyeceğiz, çabalarımızı sürdüreceğiz.”

Türkiye’nin bu savaşta ateşkes ve müzakere için çabalarını sürdüreceğini vurgulayan Bakan Çavuşoğlu, “Bu sorun, benim, cumhurbaşkanımın ilgilendiği bir numaralı konu. (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan), (Rusya) Devlet Başkanı Putin ve (Ukrayna) Devlet Başkanı Zelenskiy ile görüşmeye devam ediyor.” ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin son yıllarda Avrupa Birliği (AB) ve ABD ilişkilerine dair soruya da, “Avrupa sınırları, güneyde Yunanistan ile başlamıyor. Rusya, Ermenistan, Kazakistan’ın bir kısmı da Avrupa sayılıyor. Türkiye, Avrupa güvenliğine olağanüstü katkıda bulunuyor. Avrupa’nın ve NATO’nun sınırları, Türkiye ile başlıyor. Terörle mücadele Türkiye ana aktördür. Biz 4500 DEAŞ teröristini etkisiz hale getirdik. 9 binden fazla yabancı savaşçıyı teslim ettik. Diğer birçok ülkeden fazla iş yaptık terörle mücadelede.” cevabını verdi.

“AB, bizimle ihtiyaç duyarsa iletişime geçiyor”

Türkiye’nin NATO’ya her bakımdan en çok katkı veren ilk 5 ülkeden biri olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “NATO, Türkiye’nin çabalarını ve katkılarını her zaman takdir etmişti ama aynı şeyi AB için söyleyemem. AB, bizimle ihtiyaç duyarsa iletişime geçiyor. Ukrayna’da bile AB bize danışmadı. AB işbirliği için bize ihtiyaç duyunca ulaşıyor. Şu anda Avrupa değil tüm dünya Türkiye’nin oynadığı rolü kabul ediyor.” dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin dengeli yaklaşımı sonucu Tahıl Koridoru Anlaşması’nın ortaya çıktığına işaret ederek, “Bükreş’te bile tahıl anlaşmasındaki çabalarımızı zayıflatmaya çalıştılar. Bazıları, ‘Türkiye’nin tahıla ihtiyacı var, eğer yeterli tahılı olmazsa huzursuzluk olur’ dediler. Ama Türkiye kendi kendine yetebilen bir ülke. Bizim yeterince tahılımız var. AB ve Avrupalı dostların, Türkiye’nin önemini yalnızca kriz zamanlarında değil, genel olarak normal zamanda da anlamalarını umuyorum.” şeklinde konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’nin bazı Arap ülkeleriyle ilişkilerinin sorulması üzerine de bu ülkelerle ilişkileri dengelemek konusunda bir endişeleri olmadığını, prensipleri olduğunu ve ambargolara, yaptırımlara karşı olduklarını söyledi.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan ile üst düzeyde iletişimin kesilmediğini ifade eden Çavuşoğlu, bu ülkelere bir süreliğine mesafeli olduklarını, ancak sonra normalleştirdiklerini kaydetti.

Çavuşoğlu, “Dünya değişiyor, beraber mücadele etmemiz gereken sınamalar var ki hiçbir ülke ya da organizasyon tek başına mücadele edemez ve aynı zamanda fırsatlar da var değerlendirmek gereken. Bu fırsatları değerlendirmemiz de gerekir.” dedi.

Suriye meselesi

Bakan Çavuşoğlu, Suriye’de 11 yıldır devam eden savaşın herkesi etkilediğini, BM Güvenlik Konseyi kararlarıyla tanınan ılımlı muhalefet ve rejim arasında uzlaşı olması gerektiğini belirterek, “Anayasa Komitesi çerçevesinde ve Astana formatındaki görüşmelerin daha yapıcı olması için rejimle de angajman içine girmemiz gerekiyor.” dedi.

Suriyeli mültecilerin geri dönüşü konusunda da rejimle angajman içinde olunması gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu, “Gönüllü, güvenli ve onurlu bir dönüş sağlanmalı. Suriyelileri ve diğer mültecileri dışarı itemez veya zorla geri gönderemeyiz. Bu gönüllü bir geri dönüş olmalı. Aynı zamanda terörist örgütlerle mücadelemizde herhangi bir ayrım olmadan iş birliği yapmalıyız. Umuyorum rejim de bir uzlaşı olmadan ülkede sürdürülebilir barış ve istikrar sağlanmayacağını anlayacaktır. Gerçekçi olmak zorundayız.” ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, Suriye krizin önemli yansımalarından birinin terörizm olduğuna dikkati çekerek, “PKK/YPG/SDF bunların hepsi aynı şey. Bunların liderleri Kandil’den geliyor. Bu terör örgütü, Türkiye’yi de doğrudan etkiliyor. Son 2 yılda 2000 terör saldırısı var. 500 insanımız öldürüldü. Şehitlerimiz var. Suriyeli siviller de ölüyor. Azınlıklara da baskı yapıyorlar. Hristiyan azınlıklara da saldırıyorlar. Ama Avrupalı, ABD dahil Batılı dostlarımız, buna gözlerini kapatıyor.” diye konuştu.

Mevlüt Çavuşoğlu, PKK’nın ülkeleri bölmeye çalışan bir gündemi olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

“2019’da bu terör örgütüne karşı operasyonlara başladığımızda, ABD ve Rusya, bu terör örgütünü bizim sınırımızdan en az 30 kilometre uzak tutmayı taahhüt etti. Ne ABD ne Rusya bu taahhütlerini tutmadı. Teröristler orada durmaya devam ediyor, bize saldırıyor. Bu nedenle operasyonlarımızı bölgeyi teröristlerden ve terör örgütlerden temizleyene dek sürdürmemiz gerekiyor. Ama aynı zamanda biz istihbarat düzeyinde rejimle de temas halindeyiz. Çünkü bu terör örgütünün ülkeyi bölmek gibi bir amacı var. Bu, Suriye’ye ve Suriye halkına da etki ediyor.”

“Akdeniz konusunda biz eşit paylaşım istiyoruz”

Doğu Akdeniz’de gelişmeler ve bölgede istikrarın nasıl olabileceğine dair soruya Çavuşoğlu, şu yanıtı verdi:

“Biz Türkiye olarak eşit paylaşıma inanıyoruz. Neden Türkiye harekete geçti. Çünkü Türkiye’yi dikkate almıyorlar. Biz harekete geçtik. Biz kıta sahanlığımızı BM’ye kaydettirdik ve AB’ye bunu beraber yapalım çağrısında bulunduk. Nasıl adil paylaşımı sağlayabiliriz? Türkiye, buna hazır. Biz her zaman barış, diplomasi yoluyla yapmaya çalışıyoruz. Yunanistan da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) de bunu anlamalı. Onlarla konuştuğunuzda bu hidrokarbon gelirleri konusunda Kıbrıslı Türkler’in hakları olduğunu söylediğimizde, bunu kabul ediyorlar ama iş, masada somut adım atmaya geldiğinde ‘belki sonra, belki sonra’ diyorlar. Doğu Akdeniz’de fırsatlarımız var. AB, Cumhurbaşkanımızın Doğu Akdeniz konusundaki ‘EastMed’ konferansı teklifine olumlu yanıt vermeli. Tüm kıyı devletleri ve enerji şirketleri olan devletler katılabilir. Türkiye eşit paylaşımdan yana. Ama aynı zamanda, bizim sorumluluğumuz, Türkiye ve KKTC’nin haklarını korumak.”

Çavuşoğlu, İsrail ile Lübnan’ın deniz sınırlarını belirlemeye yönelik imzaladığı anlaşmanın da KKTC’nin önerisiyle aynı doğrultuda olduğunu sözlerine ekledi.

Libya konusu

Libya’da Türkiye olarak başından beri meşru hükümetle iç içe olduklarını dile getiren Çavuşoğlu, “Herkesle iletişim halindeyiz ama durum çok hassas. Bölgede bizimle rekabet etmek isteyen başka aktörler de var. Şu anda önemli aktörler arasında rekabetten çok işbirliğine sahibiz. Umarım Mısır ile de yakın çalışabiliriz. Yüksek Konsey ülkede yasal seçimler için zemin sağlamalıdır. Bu ülkenin uzlaşıya, istikrara, barışa ihtiyacı var. Ülkeyi birleştirmenin tek yolunun adil ve demokratik seçim olduğunu düşünüyorum. Türkiye, birliği destekliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Çavuşoğlu, Tunus’un önemli ve Türkiye için kardeş ülke olduğunu belirterek, bu ülkede yapılacak seçimlerin adil ve demokratik geçmesini umudunu da sözlerine ekledi. AA

DİĞER HABERLER