Ana SayfaGüvenlik HaberleriCezayir, Tunus'ta düzenlenen Frankofon Zirvesi'ne neden katılmadı?

Cezayir, Tunus’ta düzenlenen Frankofon Zirvesi’ne neden katılmadı?

Cezayir’de Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun döneminde Frankofon Zirvesi’ne ilişkin yeni yönelimler gözlemlendi. Eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika, 1990’larda Paris’in kışkırtmasıyla Avrupa’nın Cezayir’e dayattığı “diplomatik ablukayı” andıran kısıtlamaları kırmaya çalışırken, Tebbun frankofon bölgesiyle bağları kesecek adımlar atıyor.

Cezayir’deki bu yeni yönelim, ülkenin Tunus’ta 19-20 Kasım’da düzenlenen 18. Frankofon Zirvesi’ne mütevazı bir temsille de olsa katılmamasıyla belirgin bir hal aldı. Cezayir, Buteflika döneminde (1999-2019) özel konuk ya da gözlemci üye olarak da olsa bu zirvede yerini alıyordu.

Buteflika dönemi

Buteflika iktidarında Cezayir, Uluslararası Frankofon Örgütüne katılma konusunda hevesliydi. Buteflika, 2002’de ülkesinin örgüte katılmak için sessiz ama emin adımlarla ilerlediğini ifade etmişti.

Ancak 20 yıl iktidarda kalan Buteflika, bazı partilerden kabul görmemesi nedeniyle bu hedefine ulaşamadı.

Sadece muhalifler değil iktidardaki bazı kesimler de “eski sömürgelerine hükmetmek ve Arapça dilini ötekileştirmek” için bir Fransız aracı olarak görülen Frankofon Örgütüne katılmasına karşı çıktı. Hatta Cezayir’de üç yıl önce Buteflika yönetiminin devrilmesine yol açan “Hirak protestolarının” taleplerinden biri de devlet ve idare kadrolarında Fransızcanın egemenliğini reddedilmesiydi.

Tunus ile Cezayir arasındaki güçlü ilişkilere, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in Cezayir’de düzenlenen Arap Zirvesi’ne, öncesinde de Cezayir askeri geçit törenine katılmasına rağmen Cezayir, Frankofon Zirvesi’nde yer almadı.

Fransa’nın görüşü

Cezayir’in, Fransız parlamentosu tarafından Fransızca konuşanların sayısı açısından dünyada üçüncü sırada olduğu ifade ediliyor. Aslında bu sıralamanın Cezayir’deki istatistiki verilerin eksikliğinden dolayı biraz abartılı olduğu düşünülüyor.

Fransa’nın böyle bir şema çıkarması, Paris’in dünyadaki etkisini artırmak ve sömürge imparatorluğunun çöküşüne rağmen hala büyük bir güç olduğunu ispat için “Cezayir’in Frankofon Örgütü’ne dahil olması” konusundaki ısrarını açıklıyor.

Arap Birliği Zirvesi’nde Frankofon Zirvesi’nin anılmaması

Öte yandan Cezayir’de 1-2 Kasım’da düzenlenen Arap Birliği Zirvesi’nin kapanış bildirisinde de Tunus’ta düzenlenecek Frankofon Zirvesi’ne destek içerikli bir madde yer almadı. Halbuki bildiride Mısır, Katar, Fas, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan gibi bazı ülkelerdeki uluslararası zirvelere ve faaliyetlere destek verildi.

Frankofon Örgütü Tunus, Fas, Moritanya, Mısır, Lübnan hatta BAE gibi Arap ülkelerini de kapsamasına rağmen Arap Birliği Zirvesi’nden destek alamadı.

Tunus’taki Frankofon Zirvesi’nin Arap Birliği’nden destek bulamamasında Cezayir ile bazı Arap ülkelerinin rol oynaması da ihtimal dahilinde.

Cezayir dışında Fas da zirvede bulunmayan ülkeler arasında yer aldı. Fas, Tunus ve Fransa ile gergin ilişkilerinin gölgesinde zirveye katılmadı.

Diplomatik iklim değişikliği

Cezayir, 2002-2022 arasında birçok değişikliğe tanık oldu. Buteflika’nın Frankofon Zirvesi’ne katılma hevesinin ardından Tebbun bu duruma kayıtsız kalarak Frankofon Zirvesi’ne katılmak için Cerbe’ye gitmek yerine Dünya Kupası açılışı için Katar’a gitmeyi tercih etti.

Cezayir, Avrupa’nın dayattığı yarı diplomatik ablukanın yanı sıra Fransızların, 1999’da Buteflika’yı iktidara getiren cumhurbaşkanlığı seçimlerini şaibeli görerek meşruiyetini sorguladığı ve 2002’deki güvenlik krizinin yaşandığı bu dönemi zorluklarla atlattı.

Bu dönemde (2002-2022) ayrıca Cezayir’in borcu yaklaşık 26 milyar dolara ulaşmıştı. Cezayir’in Uluslararası Frankofon Örgütü zirvesine katılım eğilimi, Avrupa ülkelerinin uyguladığı diplomatik ablukayı kırmak için atılan bir adımdı.

Günümüze gelindiğinde durumlar farklı, çünkü Cezayir’in borcu neredeyse yok. Cezayir gazına ihtiyaçları ve Rus gazını telafi etmeyi amaçlamaları nedeniyle ülke Avrupalı ​​lider ve yetkililerin uğrak yeri haline geldi. Ticaret dengesi, 2021’den başlayarak yeniden pozitif bir ivme kazanmaya başladı. Bu da banka rezervlerinin 2000’de 42 milyar dolardan, 54 milyar doların üzerine çıkarılmasına katkı sağladı.

Anayasa değişikliğinin tamamlanmasının, cumhurbaşkanlığı, parlamento ve yerel seçimlerin yapılmasının ardından güvenlik ve siyasi durumun istikrara kavuşmasıyla Cezayir, Fransa karşısındaki diplomatik tutumunu güçlendirdi.

Fransızcanın etkisinden kurtulma çalışmaları

Cezayir’in Uluslararası Frankofon Örgütü Zirvesi’ne katılımı ona önemli siyasi çıkar sağlamıyor aksine hükümetin imajını zedeliyor. Ayrıca bu tutum ülkedeki Fransızcanın etkisinden kurtulma yönündeki genel eğilimle de çelişiyor.

Mevcut hükümet, devlet okullarında İngilizce öğretimini destekleyerek, Fransız dilinin egemenliğinden kademeli olarak kurtulmaya çalışıyor.

Bazı bakanlıklar ayrıca resmi yazışmalarda Fransızca yerine Arapça kullanımını başlattı. 2000 dinarlık banknotların birinde Arapça ve Fransızca yerine İngilizce ve Arapçanın kullanılması, Fransızca kullanımının aşamalı olarak kaldırılmasına yönelik eğilimi gösteriyor.

Macron’un ziyareti sorunları çözmedi

Tebbun’un Tunus’taki Frankofon Zirvesi yerine Katar’a gittiği gün basında Cezayir’in gaz ihracatını yüzde 50 artırmak için Fransa ile yaptığı müzakereleri dondurduğu haberleri çıktı.

İki ülke arasındaki asıl mesele ise Paris’in, Cezayir’e Fransa’daki düzensiz göçmenleri sahiplenmesi yönündeki baskısına karşılık, Cezayirlilere vize vermede gösterdiği sert tutum. Ancak Cezayir, vize dosyasını düzensiz göçmenler dosyasıyla ilişkilendirmeyi reddediyor.

Tunus’taki Frankofon Zirvesi’nin oturum aralarında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Fransa’nın Cezayir ve Fas vatandaşlarına verilen vize sayısını yarıya indirme kararı meyvelerini vermeye başlıyor.” ifadelerini kullandı.

İki dosya da Macron’un Cezayir ziyareti ve ekim ayında Fransa ile Cezayir başbakanları arasında gerçekleştirilen görüşmede ele alındı.

Cezayir’in Frankofon Zirvesi’ne katılımını kabul edilemez kılan ve bölgedeki Fransız etkisinin azaldığını gösteren iki durum bulunuyor. Bunlardan biri vize dosyasının çözülememesi, diğeri ise “ulusal hafıza” dosyasında ilerleme kaydedilememesi.

Ulusal hafıza dosyası

Cumhurbaşkanı Tebbun, iki yıl önce Ulusal Hafıza Günü münasebetiyle yaptığı açıklamada, Fransa’nın sömürge döneminde (1830-1962) işlediği suçlar için özür dilemesi talebini yinelemişti.

Fransa’nın Afrika kıtasındaki sömürgeci tarihinin en güncel ve en kanlı örneğini teşkil eden Cezayir, 1954’te bağımsızlık mücadelesine başladı.

Cezayir, 8 yıl süren bağımsızlık mücadelesiyle bu uğurda en ağır bedel ödeyen ülkelerden biri kabul edilirken, yaşanan büyük acılar Fransa’nın Afrika’dan çekilirken bıraktığı “kara leke” olarak tarihe yazıldı.

Ülkede yıllar süren insanlık dışı savaşta yaklaşık 1,5 milyon Cezayirli hayatını kaybetti, milyonlarca kişi yerinden oldu.

Fransa’nın 1960-1966 yıllarında Cezayir Çölü’nde 4’ü yerin üstünde 13’ü de yer altında olmak üzere en az 17 nükleer deneme yaptığı belirtiliyor.AA

DİĞER HABERLER