Ana SayfaGüvenlik HaberleriDışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Suriye rejimi aynı zamanda Suriyelilerin ülkesine dönmesini istiyor

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: Suriye rejimi aynı zamanda Suriyelilerin ülkesine dönmesini istiyor

Bakan Çavuşoğlu, Ankara’da yıl sonu değerlendirme toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Çavuşoğlu, dün gerçekleştirilen Türkiye, Rusya ve Esed rejimi arasındaki üçlü toplantıya ilişkin, “faydalı bir görüşme olduğunu söyleyebilirim” ifadesini kullanarak, kalıcı bir barış ve istikrar için rejimle angajmanın önemli olduğunu söyledi.

“PKK/YPG terör örgütü bizim için tehdit, aslında daha fazla Suriye için tehdit çünkü bölücü ajandası var.” ifadesini kullanan Çavuşoğlu, göçmenlerin güvenli bir şekilde Suriye’ye dönebilmesi için Suriye ile angajmanın önemli olduğunu kaydetti.

Çavuşoğlu, gelecek dönemde yol haritasının ikinci aşaması olarak dışişleri bakanları düzeyinde bir toplantının planlandığını ama toplantının zamanı ile ilgili somut bir tarihin olmadığını belirterek, “Esad’la da bakan düzeyinde ya da siyasi düzeyde bir görüşmemiz olmadı.” dedi.

Türkiye’nin terörle mücadelesinin kararlılıkla devam ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Rejim de bu tehdidi çok iyi görüyor fakat bizimle ihtilaflarından dolayı terörle mücadelede bugüne kadar herhangi somut bir işbirliğimiz olmadı. Önümüzdeki süreçte terörle mücadelede ortak zemin olabilirse bu mücadelede ortak da hareket edilebilir. Rejimle olan şuan ki angajman doğrudan veya dolaylı temaslar terörle mücadelemize engel değil.” ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, Esed rejiminin Türkiye’ye yönelik genel anlamda “topraklarımızdan çıkın” açıklamalarında bulunduğunu aktararak, “Biz de buralarda terör örgütlerinin olduğunu, kendilerinin de hakimiyet sağlayamadığını, siyasi bir istikrar olduğu zaman, ülkede her şey yoluna girdiği zaman buraları Suriye’ye devredeceğimizi söylüyoruz. Suriye’nin toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine verdiğimiz önemi de zaten tüm açıklamalarımızda vurguladığımızı tekrar hatırlatıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

“Suriye rejimi, Suriyelilerin ülkesine dönmesini istiyor, bunu açıklamalarında da görüyoruz. Bunların olumlu bir şekilde, can güvenliği sağlanarak dönmesi de önemli. Bu konuda uluslararası sistemin, BM’nin angajmanı da önemli.” diyen Çavuşoğlu, “daha konuşmalarımızın başındayız” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, Halep’teki tahliyelerde Türkiye-Rusya arasındaki işbirliğinin ardından Astana Formatı’nı oluşturduklarını İran ve rejimin de bu formattaki toplantılara dahil olduğunu kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye-Esed rejimi arasındaki görüşmelere ilişkin, “Bu angajman sürecini destekleyen ülkeler çok. Buna karşı olanlar da var temkinli yaklaşanlar da var. Bunun somut adıma dönüşmesini arzu edenler de var.” ifadelerini kullandı.

Rejimle ilgili siyasi süreç için bir çok farklı grubun oluştuğunu hatırlatan Çavuşoğlu, “Astana süreci olmasa, Suriye ile ilgili siyasi süreç ilerlemiyor.” dedi.

Mısırla ilişkiler

Normalleşme süreçlerine değinen Çavuşoğlu, “Normalleşme sürecindeki hız ya da yavaşlamanın seçimle bir ilgisi yok. Geçen yıl seçim konuşulmuyordu ama bu normalleşmenin sinyallerini vermiştik. Mısır’la yavaşlama bizden kaynaklanmıyor, seçimle de ilgisi yok.” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Mısır-Türkiye normalleşme adımlarına değinerek, “Şu an herhangi bir sorun yok, uluslararası alanda birbirimize karşı olmama prensibini koruyoruz. Arap Ligi’nde uzun yıllardan sonra Türkiye aleyhinde olan karar tasarıları geçmedi, zirve bildirgesinde de Türkiye’den bahsedilmedi. Eskiden olumsuz bir şekilde bahsedilirdi. Süreç sağlıklı bir şekilde ilerliyor.” ifadelerini kullandı.

Ermenistan-Türkiye arasındaki normalleşme sürecine değinen Çavuşoğlu, Ermenistan’ın Türkiye’nin beklediği adımları atmadığını vurguladı.

Balkanlardaki durum

Bakan Çavuşoğlu, Balkanlarda yaşanan gerginliklere ilişkin, “Soydaşlarımızın her zaman yanındayız. Onların huzuru, refahı bizim için Türkiye’de yaşayan vatandaşlarımızın huzur ve refahı kadar önemli, dolayısıyla kendilerini yalnız hissetmiyorlar. Özellikle son 20 yıldır, bunu açıklıkla söyleyebilirim.” diye konuştu.

Sırbistan-Kosova arasındaki barikat gerginliğinin azaltılması için çalışmalarının devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, iki ülkeyle temaslarının da devam ettiğini söyledi.

“Suriye muhalefetinin haklarının hilafına da hareket etmeyiz”

Esed rejiminin ayak diremesi nedeniyle Anayasa Komisyonu ve Astana toplantılarında istenilen mesafenin katedilemediğini söyleyen Çavuşoğlu, Suriye’de rejim ile muhalefetin uzlaşması gerektiğini belirtti.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin Suriye konusunda attığı adımlara kendi menfaatlerini düşünen çok az sayıda grubun tepkisi olduğunu ancak Suriye muhalefetinin temsilcilerinden bu konuda herhangi bir tepki gelmediğine işaret ederek, “Suriye muhalefetinin garantörüyüz. Suriye muhalefetinin haklarının hilafına da hareket etmeyiz, tam tersine onların istediği bir yol haritası üzerinde uzlaşmaya katkı sağlamak amacıyla bu temaslarımızı devam ettiriyoruz.” dedi.

Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçiliğine Şakir Özkan Torunlar’ın güven mektubunu Batı Kudüs’te mi yoksa Tel Aviv de mi sunacağına yönelik soruyu Çavuşoğlu, “Büyükelçimiz güven mektubunu (İsrail Cumhurbaşkanı) nerede kabul ederse orada sunar.” şeklinde yanıtladı.

ABD’nin Yunanistan ve Kıbrıs konusundaki tutumu

Çavuşoğlu, Washington yönetiminin Yunanistan ve Kıbrıs konusundaki tutumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetti:

“Yunanistan ve Kıbrıs konusunda ABD’nin dengeyi bozduğunu açıkça kendilerine söyledik. Yunanistan’a bu kadar silah vermeleri, bu dengeyi bozduklarının açıkça göstergesidir. Kendileri bunun tersini söylüyorlar ama biz ne söylediklerine değil, ne yapıldığına bakıyoruz. Aynı şekilde Rum kesimine 1 yıllığına silah ambargosunu kaldırdılar. Neden kaldırdıklarını sorduk, ‘kara para aklama konusunda bizimle işbirliği yaptılar o yüzden’ (dediler). Peki kara para aklama işbirliğinin karşılığı o ülkeye silah alma izni vermek mi? Niçin, kime karşı (silah) alacaklar, Kıbrıs Türklerine karşı.”

Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla Türkiye üzerinden Suriye’nin kuzeyinde insani yardımların ulaştırılmasına ilişkin BM Güvenlik Konseyi kararının önceki dönemlerde 1 yıllığına uzatıldığını anımsatan Çavuşoğlu, son zamanlarda Rusya’nın vetosu nedeniyle bunun 6 aylık olarak uzatıldığını ifade etti.

Çavuşoğlu, söz konusu kararın uzatılmasına ilişkin sürenin 10 Ocak’ta sona ereceğini ve herhangi bir itiraz olmazsa 6 ay daha uzatılacağını dile getirerek, “Ama biz her zaman BM Güvenlik Konseyi kararının geçmeme ihtimaline karşı alternatifler üzerinde de hazırlıklıyız.” diye konuştu.

Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi kararına ihtiyaç duymadan Suriye’nin kuzeyine yönelik insani yardımlarını devam ettirdiğine işaret eden Çavuşoğlu, “Ama BM’nin bu karara (BM Güvenlik Konseyi kararının uzatılmasına) ihtiyacı var. Şu anda (kararın uzatılmasına ilişkin) süreç olumlu izliyor diyebilirim.” şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, Avrupa Birliğinin (AB) kısır döngülerden ve kısır çekişmelerden kurtulacağına ihtimal vermediğini ve birlikte bu yönde de bir vizyon ve liderlik olmadığını kaydetti.

PKK yanlılarının Paris’teki şiddet eylemleri

PKK yanlılarının Paris’teki şiddet eylemlerine yönelik Fransa’daki siyasilerin tepki göstermediğine işaret eden Çavuşoğlu, “Bunlar her zaman aynı kisve arkasına sığınıyorlar. ‘Kürtler’ diyorlar, Suriye’deki YPG/PKK’lılara da ‘Kürtler’ diyorlar. Aslında bu Kürtlere de büyük bir haksızlıktır. Yani tüm Kürtleri terörist olarak göstermek Kürtlere haksızlıktır.” dedi.

Çavuşoğlu, terör örgütünün İstanbul’da ve Gaziantep’te düzenlediği saldırılara ilişkin Batılıların kendisine “Bunu Kürtler mi yaptı?” diye sorduğuna işaret ederek, Kürtler ile terör örgütlerinin ayırt edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

PKK yanlılarının Paris’teki şiddet eylemlerine yönelik değerlendirmesinde Çavuşoğlu, “Bu gösterdi ki yıllardır destek vermeye çalıştığınız, Kürt diyerek destek vermeye çalıştığınız terör örgütü, yakaladığı ufak bir fırsatta barındırılan ülkelere neler yapabileceğini gösterdi.” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Paris’teki saldırıyı gerçekleştiren kişinin belli olmasına ve yetkililerden gelen açıklamalara rağmen PKK destekçilerinin söz konusu saldırıyı, Türkiye karşıtlığına çevirmeye çalıştığına işaret etti.

Fransa sokaklarında Türkiye aleyhine başlatılan kara propagandadan duyulan rahatsızlığı dile getirmek ve gerekli telkinlerde bulunmak için Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Herve Magro’nun Dışişleri Bakanlığına çağırıldığını anımsatan Çavuşoğlu, Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Ali Onaner’in de Fransa’da gerekli girişimlerde bulunduğunu, bazı Fransız siyasetçilerin Paris’te PKK üyeleri ve destekçileriyle yürüyüş yapmalarının ve onlara verdiği desteğin kabul edilemez olduğunu Paris makamlarına aktardıklarını kaydetti.

“Rusya’yla diyalog konusunda herkes ‘Türkiye’nin yaptığı doğru’ diye konuşuyor”

Çavuşoğlu, Suriye-Türkiye ilişkilerinde normalleşmeyle ilgili provokasyon ve engellemelerin olabileceğini belirterek “En kötü senaryoya her zaman hazırlıklı olmak lazım.” diye konuştu.

İki ülke arasındaki kapalı sınır kapılarının açılmasını da değerlendiren Çavuşoğlu, “Hatay’a gittim. Orada vatandaşlarımız da istiyor. Ticaretin canlanmasını da istiyorlar ama tabii burada kapının bir tarafının açılması sorunu çözmez. Burada gümrük işlemleri var, güvenlik meselesi var, pasaport kontrolleri var. Her iki tarafın bu konuda mutabakata vararak iki tarafta tedbirler alması lazım.” dedi.

Çavuşoğlu, Kapıkule Sınır Kapısı’nın yetersiz kalması konusunda Bulgaristan’la kapasite artırımı üzerine ve yeni bir sınır kapısı açılması konusunda çalıştıklarını da belirtti.

ABD’nin California’da gerçekleştirdiği “Ada Dövüşü” isimli tatbikatına yönelik ise “Bizim bölgemizle ilgili bir mesele değil.” değerlendirmesini yaptı.

Fransa’nın Akdeniz’deki askeri tatbikatına yönelik eleştirileri de yanıtlayan Çavuşoğlu, bu açıklamaların eksik bilgiyle yapıldığını söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, uluslararası toplantılarda yabancı liderlerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a tahıl krizinin çözümü ve Rusya-Ukrayna Savaşı’nda oynadığı rolden dolayı teşekkür ettiğini belirtti.

Savaşın gidişatıyla ilgili bu toplantılarda sohbetler yapıldığını ifade eden Çavuşoğlu, “Bunlar, Türkiye’nin göz önünde olan bir ülke olduğunun göstergesi. Türkiye ne yapacak, ne söyleyecek diye merak ediyorlar.” diye konuştu.

Rusya’ya uygulanan yaptırımlar konusunda, Türkiye’nin Rusya-Ukrayna arasında izlediği dengeli politikaya ilişkin Çavuşoğlu, “Yaptırımlara katılmadığımızı söylüyoruz. Rusların, yaptırımları bizim üzerimizden deliyor gibi bazı suçlamalar oluyor.” ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu, açık denizde çekilen bir yat fotoğrafı üzerinden yapılan eleştiriye, yatın limanlara yanaşmadığı ve limanların uyarıldığı sözleriyle açıklık getirerek Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in, satış yasağı olan ürünlerin Türk şirketler tarafından alınıp satıldığına ise Türkiye’nin ithalat rakamlarını paylaşarak yanıt verdi.

Türkiye üzerinden yaptırımların delinmesine izin verilmeyeceğini ancak yaptırımlara katılmadığını ifade eden Çavuşoğlu, ikili ticaretin devam edeceğinin ancak Ukrayna tahılının Rusya’dan alınmayacağının altını çizdi.

Mevlüt Çavuşoğlu, dış politikada yapılan “Eksen kayması” suçlamasına değinerek “Şimdi bunu dile getiren var mı? Yok. Rusya’yla diyalog konusunda herkes ‘Türkiye’nin yaptığı doğru. İyi ki siz varsınız.’ diye konuşuyor.” değerlendirmesini yaptı.

Şanghay İşbirliği Örgütünde Türkiye’nin diyalog ortağı olduğunu belirten Çavuşoğlu, bu kurumlara da Türkiye’nin katkı sağladığını ifade ederek “Bizim her yerde örgütlerle temaslarda olmamız, statü elde etmemiz, masada olmamız kimsenin zararına değil. Birbirine alternatif olarak göstermeden bunları devam ettirmek önemli. Birbiriyle tamamen çelişen adımlar atmamak da önemli. Biz şu anda tutarlı bir şekilde bu politikalarımızı devam ettiriyoruz.” dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin İsveç ve Finlandiya ile ilgili tutumunun NATO’yu zayıflatmadığını, NATO için iki tehdidin Rusya ve terör olduğunu ifade ederek “Birinden o iki ülke tehdit görüyor, diğerinden de biz muzdaribiz. Biz onların güvenlik kaygısını anlıyoruz da bizim de güvenlik kaygımız var. Biz ikisini birlikte gerçekleştirelim diyoruz. Bir mutabakat muhtırası imzaladık burada atılacak adımlar var. Bunu İsveç de anlıyor, Finlandiya da anlıyor.” diye konuştu.

“Reisi’nin ziyareti İran tarafının talebi üzerine ertelendi”

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı Hakan Fidan’ın Rusya ziyaretinde İran’ın da masada olup olmadığına yönelik soruyu Çavuşoğlu, “Bu, Rusya’nın girişimiyle gerçekleştirilen bir toplantı. Soçi’de Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile (Rusya Devlet Başkanı) Putin’in mutabık kaldığı yol haritasının bir parçası. Burada İran yok ama İran’dan da gizli saklı bir şey yok. İran’ın da rejimle istihbarat düzeyinde görüşmeler konusunda girişimleri olmuştu. Sonuçta burada İran’a doğrudan bilgilendirmede bulunmadık.” şeklinde yanıtladı.

Çavuşoğlu, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin ertelenen Türkiye ziyaretine ilişkin ise “Reisi’nin ziyareti İran tarafının talebi üzerine ertelendi. Dışişleri Bakanı (Hüseyin Emir) Abdullahiyan beni arayarak böyle bir erteleme talebinde bulundu ve yeni yılda bu ziyareti gerçekleştirmek istediklerini, bizden de tarih önerilerini beklediklerini söylediler.” dedi.

Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerinin normalleşmesi kapsamında yapılacak İHA işbirliğine yönelik soruya yanıt veren Çavuşoğlu, “Suudi Arabistan’la ilişkilerimiz hızlı bir şekilde normalleşti, dolayısıyla birçok alanda işbirliğimiz gelişiyor buna savunma sanayii de dahil. Savunma sanayii işbirliğini bir ürüne bağlamak doğru değil. Hatta bu konuda ortak üretim teklifi de onlardan geldi. Özellikle son zamanlarda Türkiye ile daha yakın işbirliği yapma konusunda daha fazla azim var. Biz de bunu memnuniyetle karşılıyoruz.” diye konuştu.

Çavuşoğlu, Yemen Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mubarek’in Türkiye ziyareti ve ülkedeki ateşkesin devamı için Türkiye’den istediği yardım için ise “Bu konuda çabalar sarf ediyoruz.” ifadesini kullandı.

“Bizim uluslararası toplum nezdinde de Uygur Türklerinin haklarını savunmamız Çin’i rahatsız ediyor”

Çin’le ilişkilerde bir yavaşlama olduğunu ancak bunun Çin’den kaynaklandığını kaydeden Çavuşoğlu, “Bizim Uygur Türklerine yönelik sergilediğimiz tutumdan dolayıdır. Sürekli Türkiye’de yaşayan, bizim vatandaşımız olan kişilerin iade talepleri var. Hiçbirisini vermiyoruz. Sosyal medyada bazen ‘Uygur Türklerini veriyorlar Çin’e’ diye bazı haberler çıkıyor. Tamamen yalan, külliyen yalan.” dedi.

Bu konunun sosyal medyada suistimal edildiğinin altını çizen Çavuşoğlu, “Bizim uluslararası toplum nezdinde de Uygur Türklerinin haklarını savunmamız Çin’i rahatsız ediyor ama bu bir insani konu. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiseri görevden ayrılırken raporunu yayımladı. Çin’deyken yaptığı açıklamalardan sonra biraz karamsar olmuştu herkes ama rapor ortada. Tüm ihlalleri gözler önüne seriyor. Biz buna tepki göstermek durumundayız.” diye konuştu.

Bakan Çavuşoğlu, sadece Uygur Türklerine yönelik insani konuları içeren ortak bildirilere katıldıklarını vurguladı.

Türkiye’nin Çin ile şeffaf bir işbirliği yapmak istediğine dikkati çeken Çavuşoğlu, şunları söyledi:

“Büyükelçimiz henüz oraya gitmedi, izin vermiyorlar ya da giderse ‘Bizim yaptığımız programa uyacak.’ Biz Çin’in propagandasına niye alet olalım. Türkiye’den insani heyet gelsin, incelesin dediler. Şi (Cinping) bunu teklif edeli 5 sene oldu. 5 senedir bu heyetin gitmesine niye engel çıkarıyorsunuz, niye işbirliği yapmıyorsunuz? Biz işbirliği yapmak istiyoruz, bu konuları siyasi konu olarak görmüyoruz. Bizim kategorik olarak bir Çin karşıtlığımız yok. Her zaman da Tek Çin politikasını desteklediğimizi söyledik.”

Çavuşoğlu, Türkiye’nin insani heyeti bir an önce Çin’e yollamak istediğinin de altını çizerken ABD’de vizyona giren Türkiye karşıtı Yunan filmiyle ilgili ise “Duyarsız değiliz.” açıklamasını yaptı.

Ege’de Yunanistan’ın kara sularını genişletme konusunda Türkiye’nin sert ve somut adımlar atıp atmayacağının sorulması üzerine Çavuşoğlu, “‘Bir şeye izin vermeyiz’ derken hangi tedbir gerekiyorsa o tedbiri almamız gerekiyor.” dedi.

Çavuşoğlu, Ege Denizi haritalarını göstererek, “Koyu mavi gördüğünüz yerlere baktığınız zaman İstanbul’dan ya da İzmir’den çıkan bir geminin Yunanistan kara sularına girmeden ya da Yunanistan’dan izin almadan Akdeniz’e açılması mümkün değil. Tamamen kapanıyor. Bunu hangi devlet kabul eder? Bunu dünyada hangi devlet kabul eder?” diye konuştu.

Yunanistan’ın maksimalist talepleriyle ilgili haritalar da gösterdiklerini kaydeden Çavuşoğlu, Antalya’nın Kaş ilçesine 2 kilometre, Yunanistan’a 580 kilometre uzaklıktaki 10 kilometrekarelik Meis Adası’na 40 bin kilometrekare deniz yetki alanı verilmesine yönelik Yunanistan’ın taleplerini hatırlattı.

Çavuşoğlu, halen körü körüne Güney Kıbrıs Rum kesiminin ve Yunanistan’ın maksimalist taleplerini savunanlar bulunduğuna dikkati çekerek, bu konuda Türkiye’nin tutumunun net olduğunu söyledi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Türk Devletleri Teşkilatına (TDT) gözlemci üye olmasının ardından KKTC’nin TDT üyeleri tarafından tanınıp tanınmayacağı konusundaki soruya ilişkin Çavuşoğlu, KKTC’nin tanınmasının önemine işaret etti.

Çavuşoğlu, Kıbrıs’ta “federasyon için bir çözümün olmayacağını herkesin gördüğünü” belirterek, “Bunu tüm dünyanın kabul etmesi lazım. Oysa birlikte yan yana yaşayan iki devletin işbirliği pekala mümkün olabilir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin son teklifleri de buna yönelik.” dedi.

“Türk Devletleri Teşkilatının diğer üyelerine, özellikle Orta Asya’daki üyelere hatta Azerbaycan’a baskı yapmaya kalktılar”

TDT üyesi ülkelere bazı ülkeler tarafından KKTC’yle ilgili baskı yapıldığına yönelik soruya ilişkin Çavuşoğlu, “Türk Devletleri Teşkilatının diğer üyelerine, özellikle Orta Asya’daki üyelere hatta Azerbaycan’a baskı yapmaya kalktılar hatta tehdit mektubu da gönderdiler. Bu mektubu gönderenlerden bir tanesi de Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel.” değerlendirmesini yaptı.

Çavuşoğlu, öte yandan bölgeye AB’den çeşitli ziyaretler de olduğunu belirterek, “Bu baskıyı sürdürüyorlar ama Türk dünyası olarak, Türk Devletleri Teşkilatı olarak da sağlam duruş sergiledik çünkü Türk dünyasının kendine olan güveni geri geldi. Özellikle Karabağ Zaferi’nden sonra bu güven daha da arttı. Ayrıca Türkiye’nin her şartta Türk devletlerinin yanında olacağı inancı da çok kuvvetlendi. Her alanda bu bizim dayanışmamızı güçlendirmemiz lazım. Onların hak ve hukukunu da korumamız lazım.” diye konuştu.

Uygur Türkleri konusunda birlik ve beraberliğin eksikliğine işaret eden Çavuşoğlu, “Bugün mesela Uygur Türkleriyle ilgili konuda bugün bizim zafiyetimiz ne? Birlik beraberlik yok. Diğer konularda da öyle.” dedi.

Bakan Çavuşoğlu, “Uygur Türkü konusuna gelince bizim kardeş ülkeler dahi, onlar da gerekli desteği vermiyor. Birlik beraberlik yok. İslam dünyasında bu birlik ve beraberliğin tesis edilmesi lazım. Siyasi ve insani konular bunlar. Hiçbir ülkeyle kötü olmayalım ama insani meselelerin çözülmesinde birlikte hareket ederek adım atmamız lazım.” değerlendirmesinde bulundu.

Taliban’ın son aldığı kararlar konusunda açıklama yaptıklarını hatırlatan Çavuşoğlu, Müslüman ülkeler olarak ortak hareket edip bu yasakları geri çevirmeleri gerektiğini söyledi.

Çavuşoğlu, bazı konularda çalışma yaptıklarını belirterek, gelecek süreçte ortak bazı adımlar da atacaklarını dile getirdi.

“Barış yolunda gelecek her öneriyi destekliyoruz”

Rusya-Ukrayna Savaşı konusundaki soruya yanıt veren Çavuşoğlu, “Şu andaki tablo, geldiğimiz nokta çok daha karmaşık, çok daha çetrefilli, çok daha zor. Yeni gerçeklikler var.” dedi.

Çavuşoğlu, savaşın başında şartların farklı olması nedeniyle müzakere edilecek konuların da farklı olduğunu, şimdi ise müzakere konularının sayısının arttığını vurguladı.

Ukrayna’nın 10 maddelik barış planının olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, “Tabii ki biz bunu destekliyoruz. Barış yolunda gelecek her öneriyi destekliyoruz ama diğer taraftan gerçekçi olalım. Rusya’yla müzakere etmeden, her iki taraf da kabul etmeden bir ateşkes ya da barış olur mu? Olmaz. O yüzden Rusya’yla da angajman olması lazım.” dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin arabuluculuk konusundaki çabalarını sürdüreceğine işaret ederek, “Ukrayna’nın kendi topraklarını geri alma çabasına kimse ‘Hayır’ diyemez çünkü işgal edilen Ukrayna’nın toprakları.” ifadesini kullandı.

ABD’nin Ukrayna’ya Patriot hava savunma sistemi vermesini nasıl değerlendirdiklerinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, “Önceden ABD, böyle sistemleri verme konusunda çekimser davranıyordu. Son zamanlarda sivil altyapıya yönelik saldırılar olduktan sonra böyle bir karar aldıklarını düşünüyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

Çavuşoğlu, durumun tırmanması halinde Rusya’nın söz konusu hava savunma sistemlerini vuracağını söylediğini hatırlatarak, durumun daha kötü noktalara gitmemesi için çabaların sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.

Rusya’nın 100 bin zayiat verdiği yönündeki haberlere ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, kendilerinde bunu teyit edecek rakamların bulunmadığını söyledi.

“Tahıl koridoru konusunda bir sıkıntı yok”

Çavuşoğlu, tahıl koridoruna ilişkin soruya da “Tahıl koridoru konusunda bir sıkıntı yok. Amonyak konusunda Rusya’nın ihracatı devam ediyor. En son Avrupa Birliği’nin aldığı karar da bu konuda faydalı. Özellikle de Letonya’dan ihraç edilecek amonyak konusunda.” dedi.

En çok amonyağın Letonya üzerinden ihraç edildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, şu anda amonyak ihracatının önündeki engellerin kalkmasından Rusya’nın da memnun olduğunu dile getirdi.

Çavuşoğlu, tahıl koridorunun devam etmesi konusuna ilişkin, “Biz şu anda devam etmesi konusunda ciddi bir sorun görmüyoruz ya da önümüzdeki 3 aylık süreçte de sorunsuz bir şekilde işleyeceğini düşünüyoruz. Tahıl dışındaki ürünlere de genişletilmesi söz konusu.” değerlendirmesini yaptı.

Bu konuda Ukrayna’nın bir talebinin olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, Rusya’nın da henüz olumlu olumsuz bir şey söylemediğini ancak üzerinde çalıştığını belirtti.

“Komşu bir ülkenin istikrarı bizim için önemli”

Türkiye’nin Suriye’ye ilk kara operasyonu ihtimali dile getirildiğinde Rusya’nın “biraz daha vakit tanınmasını” istediği ve “PKK/YPG’nin 30 kilometre geriye çekilmesi için temaslar yaptığı” yönündeki iddialara ilişkin soruya yanıtında Çavuşoğlu, “İlginç bir şekilde birbiriyle zıt olan ülkelerin hepsi bizim kara harekatımıza karşı, İran da karşı, İsrail de karşı, Rusya da karşı, ABD de karşı.” dedi.

Rusya ve ABD’nin 2019’da Türkiye’yle yaptıkları mutabakatların yükümlülüklerini yerine getirmediklerini hatırlatan Çavuşoğlu, bunları dile getirdiklerinde onların rahatsız olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu, YPG/PKK yapılanmasına yönelik bazı girişimlerin olduğunu ancak halen sahada bir değişiklik olmadığına dikkati çekerek, sahada değişiklik görmek istediklerini ve bu ülkelerin mutabakat gereği PKK/YPG’yi bölgeden temizlemesi gerektiğini vurguladı.

İran’daki protestolara ilişkin soruya yanıtında da Çavuşoğlu, İran’ın bu protestoları yatıştırmak için bazı adımlar attığına işaret ederek, “Sonuçta komşu bir ülkenin istikrarı bizim için önemli.” dedi.

Çavuşoğlu, yalnızca ekonomik ve işbirliği bakımından değil, güvenlik ve kaçak göçle mücadele bakımından da İran’ın istikrarının önemli olduğunu belirterek, “Şimdi Afganistan’dan mesela sivil toplum kuruluşları, kız çocukları ve kadınlara yönelik yasaklardan sonra işbirliği yapmayacaklarını açıkladılar. Dolayısıyla insani yardımlar olmazsa yeni göç dalgası da olmaz. Birçok bakımdan önemli. Bir an önce bunların yatışmasını istiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Çavuşoğlu, İran’ın istikrarına, huzuruna ve bu sorunların bir an önce çözümüne vurgu yaptıklarını sözlerine ekledi. AA

DİĞER HABERLER