Hizbullah Terör Örgütü, Hüseyin Velioğlu, Fidan Güngör, Ahmet Tufan, Veysi Kaykaç ve Abdulvahap Ekinci tarafından kurulmuştur.
Vahdet Kitabevi etrafında yapılanan oluşumdan kısa süre sonra liderlik mücadelesi ve örgütün teorik alt yapısı ile ilgili görüş ayrılıkları nedeniyle kopmalar yaşanmıştır. İlk olarak 1980 yılında Fidan Güngör ile Hasan Şengül bu yapılanmadan ayrılarak Menzil Kitabevini kurmuş ve bu Kitabevi etrafında yeni bir yapılanmaya (Hizbullah/Menzil-Menzilciler) gitmişlerdir. Vahdet Kitabevi etrafındaki bu kopuş, 1982 yılında Hüseyin Velioğlu’nun da gruptan ayrılarak İlim Kitabevi adı altında ayrı bir grup (Hizbullah/İlim-İlimciler) kurmasıyla iyice ilerlemiştir. Bu ayrılış sırasında Velioğlu, sadece yeni bir grup oluşturmakla kalmamış, Diyarbakır’dan ayrılarak bu oluşumu memleketi olan Batman’a taşımıştır.
Hizbullah (ilim) faaliyet gösterdiği alan itibarıyla PKK terör örgütüyle aynı bölge ve tabana hitap etmesi nedeniyle, başından beri PKK terör örgütünü en önemli rakibi olarak görmüş ve bu örgütle bölgede hâkimiyet mücadelesine girişmiştir.
PKK’nın bölgede uyguladığı baskı sonucunda oluşan gerginlikler sokaklara taşmış, sokaklarda Hizbullah (ilim) mensupları ile PKK’lılar birbirleriyle kavga etmeye başlamıştır. 1991 Mayıs’ında, PKK terör örgütü tarafından Şırnak-İdil’de Hizbullah (ilim) mensubu Sabri ve Hayriye Karaaslan çifti öldürülmüş, Aralık 1991’de de Hizbullah (ilim) terör örgütü tarafından İdil’de PKK mensubu Mihail Bayro’nun öldürülmesiyle iki örgüt arasında silahlı çatışma başlamıştır. 17 Ocak 2000’de gerçekleştirilen operasyonda ise örgüt lideri Hüseyin Velioğlu İstanbul’da öldürülmüştür.
Geçmişte birebir insanlarla irtibat kurarak anlatma anlamına gelen “doğrudan tebliğ” metodunu savunan örgüt, 2003’ten sonra bu anlayışın yanında dergi, dernek, dershane, poliklinik, internet siteleri, öğrenci yurtları kurarak “dolaylı tebliğ” metodunu da kullanmaya başlamıştır. Hizbullah’taki bu değişim; yurtiçinde ve dışında dernekler açılarak kurban organizasyonları yapılması, Filistin’e ve tabi afetlerde zarar görenlere yardım kampanyaları düzenlenmesi, İsrail-Lübnan çatışması, karikatür krizi, Papa’nın açıklamaları gibi konular ile ilgili protestolar tertip edilmesi, Kutlu Doğum Haftası ve İbrahim Peygamberi anma etkinlikleri organize edilmesi şeklinde hayata yansımıştır.
2003 sonrası dönemin dikkat çeken diğer bir hususu ise, örgütün yurtdışı yapılanmasının önem kazanmasıdır. Türkiye genelinde sıkça gerçekleştirilen operasyonlarda yakalanmamak için Avrupa ülkelerine kaçan üst düzey örgüt mensupları, temelleri 1990’lı yıllarda atılan yurtdışı yapılanmasını güçlendirmiş ve örgütün yurtdışı faaliyetlerini artırmıştır.
Örgüt legal alanda var olabilmek için de girişimlerde bulunmuş ve bu arayışın bir sonucu olarak Mustazaf-Der kurulmuştur. Ancak bu dernek 2012 yılında mahkeme kararı ile feshedilmiştir. Derneğin kapatılmasından sonra yeni bir dernek girişiminde bulunmayan grup Mustazaflar Hareketi adıyla yeni bir siyasî hareket başlattığını duyurmuştur.