Arapça kökenli bir kelime olan ve “hall” kökünden türetilen ihtilal, “bir yeri ele geçirmek, işgal etmek” anlamlarına gelmektedir. Türk Dil Kurumu’nun hazırladığı Türkçe Sözlük’te “Bir devletin siyasî, sosyal ve iktisadî yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla hukuk kurallarına ve kanunlara uymaksızın cebir ve kuvvet kullanarak yapılan geniş halk hareketi, devrim” olarak tanımlanmaktadır.
İhtilal ayrıca yerleşik toplumsal düzeni niteliksel olarak değiştirme ve yeniden biçimlendirme eylemi olarak da tanımlanmaktadır. İhtilalle ilişkili olan devrim sözcüğü insanların fikrî ve içtimai bütün çalışmalarını kapsarken ihtilal ve inkılâp toplumcu düşüncenin doğuşundan bu yana, genelde siyasal anlamda kullanılmıştır.
İhtilal kavramı kullanılırken inkılâp, askerî darbe ve müdahale kavramlarıyla da paralellik ya da benzerlikler kurulabilmektedir. Hatta ihtilalin bu kavramların yerine kullanıldığı da görülmektedir. Ancak ihtilalin inkılâp hareketinin/sürecinin bir parçası/kısmı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu tanımlara bakılarak ihtilal, mevcut bir durumun ya da bir yaşama biçiminin ya da bir toplum düzeninin birdenbire sarsılması olarak değerlendirilebilir. Tedricî değişiklik ve gelişmenin (evrim/evolution) tersini ifade etmektedir. Siyasî anlamda ise ihtilal “devletin temel kanunu olan anayasanın, kendi içinde belirtilen kanun yollarından yapılacak değişiklikler yerine birdenbire ve hukuk dışı yollardan ortadan kaldırılması” şeklinde ifade edilmektedir.
İHTİLALCİ / DEVRİMCİ TERÖRİZM
Kurulu siyasal sistemin/düzenin meşru kabul etmediği şekilde şiddete başvurarak sistemi/ düzeni yıkmayı ve yerine yeni bir sistem/düzen getirmeyi hedefleyen hareketler İhtilalci/ Devrimci Terörizm olarak tanımlanabilir. Terörizm, küçük grupların siyasal etki oluşturabilmeleri ve varlıklarını duyurabilmeleri açısından güçlü bir strateji olması dolayısıyla sisteme/düzene karşıt olan ve onun şiddetten başka bir yol ile değiştirilemeyeceği düşüncesiyle hareket eden grupların, özgürleştirici bir sistem oluşturmak söylemiyle İhtilalci/Devrimci Terörizme başvurduğu ifade edilebilir.
İhtilalci/Devrimci Terörizm’de, sistemin/düzenin değiştirilmesi sürecinde halk desteğinin sağlanması esaslı bir unsurdur. Toplumu ya da toplumsal kesimleri devlete ve siyasi iktidara karşı kışkırtmak, tahrik etmek ve galeyana getirmek suretiyle bir nevi iç savaş, uzun süreli halk ayaklanması veya isyan/ayaklanma hareketi oluşturmayı ve nihayetinde devleti çökertmeyi ve mevcut siyasi düzeni değiştirmeyi hedefleyen bu terörizm biçiminde; sabotaj, suikast, silahlı/ bombalı saldırı, silahlı soygun, adam kaçırma ve gasp eylemleri yoğun bir biçimde kullanılan eylem tarzları arasındadır. İhtilalci/Devrimci Terörizm’de, ihtilalciler/devrimciler yerleşik düzen karşısında şiddet kullanmayı meşru kabul eder.
Tarihsel açından İhtilalci/Devrimci Terörizme yoğunlukla başvuran örgütlerin Marksist-Leninist ideoloji ekseninde hareket ettiği, bunun da şiddetin ideolojinin bir parametresi olarak kabul edilmesinden ve ihtilal/devrim için koşulların şiddet ile olgunluk kazanacağı inancından kaynaklandığı ifade edilebilir. Bir diğer anlatımla, Marksist-Leninist literatürde yer alan sömürülen/ezilen toplumların uygulayacağı şiddetin meşru olduğu ve tarihsel bir zorunluluk arz ettiği anlatısından hareketle, kendisine ve uyguladığı şiddete meşruiyet kazandırmaya çalışan örgütlerin İhtilalci/Devrimci Terörizmin ana aktörleri olduğu belirtilebilir.