Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak, esaret altında bırakmak veya vücut organlarından menfaat temin amacıyla tehdit, baskı, cebir, hile, aldatma ve çaresizliklerinden yararlanmak suretiyle rızalarını sağlayarak kişilerin bir yerden bir yere taşınması, devredilmesi, barındırılması veya teslim alınması anlamına gelir.
Tarihle birlikte var olan ve önceleri kölelik şeklinde beliren insan ticaretinin, günümüzde teknoloji ve bilgi çağının kötüye kullanılmasıyla cinsel amaçlı sömürü, organ ticareti, çocuk pornografisi gibi çeşitli alanlara doğru boyut değiştirdiği görülmektedir.
İnsan Ticareti Türleri
İnsan ticaretinin birçok çeşidi olmakla beraber günümüzde en yaygın olan türü cinsel istismar yoluyla kişilerin zorla çalıştırılmasıdır.
İkinci yaygın insan ticareti türü kişilerin fiziksel tehdit, psikolojik zorlama, kanunların kötüye kullanılması /yorumlanması gibi metotlarla zorla çalıştırılmasıdır.
Üçüncüsü çocuk askerlerdir. Çocukların yasal dayanak olmadan çeşitli silahlı gruplar tarafından savaşmak veya buralarda çeşitli hizmetlerin (aşçılık, hamallık, kapıcılık, güvenlik görevlisi vb.) yerine getirilmesi için tedarik edilmesi veya kullanılması bir çeşit insan ticaretidir. Özellikle iç savaş ve çatışmaların yaygın olduğu Afrika ülkelerinde, sosyal ve ekonomik açıdan kırılgan ve risk altında bulunan çocuklar kaçırılarak veya kandırılarak savaşmak için kullanılmaktadır.
Dördüncüsü ise organ ticaretidir. Organ ticareti, kişilerin zorla, çaresizliklerinden faydalanılarak veya kandırılarak organlarının alınmasıdır.
İnsan Ticareti Suçunda Mevzuat
Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından 13 Aralık 2000 tarihinde, Palermo’da imzaya açılan “Sınır aşan Organize Suçlarla Mücadele Sözleşmesi”ni ve bu sözleşmenin eki durumunda olan “İnsan Ticaretinin, Özellikle Kadınların ve Çocukların Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol” imzalanmıştır. Protokol de “insan ticareti” kavramı tanımlanarak, eylemlerin kasten işlenmesi halinde cezalandırılması amacıyla taraf devletlerin gerekli düzenlemeleri yapacağı taahhüt edilmiştir.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 80. maddesi “Zorla çalıştırmak, hizmet ettirmek, fuhuş yaptırmak veya esarete tâbi kılmak ya da vücut organlarının verilmesini sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak, nüfuzu kötüye kullanmak, kandırmak veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokan, ülke dışına çıkaran, tedarik eden, kaçıran, bir yerden başka bir yere götüren veya sevk eden ya da barındıran kimseye...” şeklindeki düzenlemesiyle insan ticareti hakkında geniş bir suç tanımına yer vermiştir.
İnsan Ticareti ve Göçmen Kaçakçılığı Suçları
Türk Ceza Kanununun 79. maddesinde “Göçmen Kaçakçılığı” suç olarak düzenlenmiştir. Bu suç unsurunun mağduru ile “İnsan Kaçakçılığı” suçu mağdurunun profilleri benzemesine rağmen mağdurların iradeleri asıl farklılığı oluşturmaktadır. İnsan ticareti halinde mağdurun iradesi yanıltılarak veya zorlanılarak eylemin gerçekleştirilmesi söz konusuyken; göçmen kaçakçılığında mağdurun rızası bulunmaktadır. Göçmen kaçakçılığında yasadışı göçmen ile suç örgütü arasındaki ilişki çoğu zaman sınırın yasadışı yollardan geçilmesi ile sonlanır. İnsan ticaretinde ise mağdur ile suç örgütü arasındaki ilişki mağdurun iradesi dışında devam etmektedir.
“İnsan Ticareti” suçunun tanımında failin elde edeceği menfaatler tahdidi olarak sayılmakla birlikte mağdur veya mağdurların başka bir ülkeye nakli suçun tamamlanması için bir gereklilik olarak görülmemektedir. “Göçmen Kaçakçılığı” suçunda ise failin elde edeceği menfaatler “Doğrudan doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat” olarak tanımlanmış ve suçun oluşması için mağdurun yasal olmayan yollardan başka bir ülkeye nakli veya bu girişimin teşebbüs aşamasında kalması şeklinde düzenlemeye gidilmiştir.