İsrail Doğu Kudüs’ü 1967’den bu yana işgal altında tutuyor. Zaman içinde daha da ileri giderek burayı ilhak ettiğini duyuran İsrail, batı ve doğusuyla Kudüs’ün bir bütün olarak “ebedi başkenti” olduğunu ileri sürüyor.
Birleşmiş Milletler (BM) kararları ve uluslararası hukuku dayanak alan Filistinlilere göre ise Doğu Kudüs 1967 sınırlarında kurulacak bağımsız Filistin devletinin başkenti.
Kudüs İsrail Araştırmaları Enstitüsü verilerine göre, Kudüs’teki toplam nüfusun 570 binini İsrailliler, 366 binini Filistinliler oluşturuyor.
Filistinliler Doğu Kudüs’te yoğunlaşmış durumda ancak İsrailli sivil toplum kuruluşu Peace Now Hareketi’nin (Barış, Hemen Şimdi) verilerine göre, şehrin bu bölümündeki 14 yasa dışı yerleşim biriminde 229 binden fazla Yahudi yerleşimci bulunuyor.
Kudüs’ü birleştirme planları
Filistinliler, Tel Aviv yönetiminin 2022’de Kudüs’ü Yahudileştirme planı kapsamında daha fazla İsrailliyi buraya getirme hedefiyle adımlarını sıklaştırdığını belirtiyor.
AA muhabirine konuşan Kudüs’teki Arap Çalışmaları Derneği Harita Bölümü Direktörü Halil et-Tüfekci, “İsrail tarafı, tüneller, köprüler, demiryolları gibi altyapıyı inşa ederek, şehrin doğu ve batı kısımlarını birleştirip Kudüs meselesini bitirmek için acele ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrail yönetiminin Kudüs’ü Yahudileştirme sürecini oldubittiye getirerek hızlandırdığına işaret eden Tüfekci, “Kudüs’te bu seneki gözlemlerimize göre Yahudileştirme sürecinin, şehrin genel manzarasını değiştirmek, kaçak yerleşimler kurmak ve İsrail’in Kudüs meselesindeki İsrail programını kesinleştirmek gibi her şeyi içerdiğini fark ettik.” dedi.
Doğu Kudüs’ün güneydoğusundan başlayıp doğuya ulaşan Amerikan Mahallesi, Şuafat’taki tünel ve Kudüs’ün doğusunu batısına bağlayan tüneller dahil olmak üzere altyapı projelerinin hızla tamamlandığına dikkati çeken Tüfekci, şunları söyledi:
“Yeni yerleşim birimlerinin inşası ve var olanların genişletilmesi büyük bir çerçevede uygulanıyor. Bu da Büyük Kudüs’ün müzakere konusu olmayacak şekilde bir tek devletin (İsrail) başkenti olarak Arapların azınlık ve Yahudilerin çoğunluğu oluşturacak yönünde sonuçlanmasını hedefliyor.”
Tüfekci, sahada fiilen yapılan yerleşim birimi sayısının kağıt üstündekilerden çok daha fazla olduğuna işaret ederek, “Eski kararlar uygulanarak birçok yerleşim birimi kuruluyor.” dedi.
Geçen yıllarda Ramat Shlomo yerleşiminde 1600, Pisgat Ze’ev yerleşiminde 600 ve Gilo yerleşiminde 1300 konutun onaylandığını hatırlatan Tüfekci, “Bu yerleşimler geçen yıllarda onaylandı ancak bu yıl hızlandırılmış bir şekilde hayata geçirildi.” ifadelerini kullandı.
Yasa dışı yerleşimler hızla devam ediyor
İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında inşa ettiği Yahudi yerleşim birimleri uluslararası hukuka göre yasa dışı kabul ediliyor.
Peace Now Hareketi’nin açıkladığı verilere göre, İsrail 2022’de Doğu Kudüs’te 400 yerleşim birimi inşaatı için ihale yayımladı.
BM Orta Doğu Barış Süreci Özel Koordinatörü Tor Wennesland ise BM Güvenlik Konseyinin geçen haftaki oturumunda İsrail’in 2022’de Doğu Kudüs’te 3 bin 100 yerleşim birimi inşa etme planı yaptığını belirtti.
Wennesland, bu sayının 2021’de ödemesi yapılan yerleşim birimi sayısının 3 katına tekabül ettiğine dikkati çekti.
İhlallerdeki artış
Kudüs Sosyal ve Ekonomik Haklar Merkezi Müdürü Ziyad el-Hamuri de, İsrail’in 2022’de Kudüs sakinlerine, kutsal mekanlara ve kültürel mirasa yönelik ihlallerinde önemli artış yaşandığını söyledi.
Bu ihlallerden ilkinin Mescid-i Aksa’ya yapılan baskınlarla ilgili olduğunu kaydeden Hamuri, baskınların sıklığının bu yıl önemli ölçüde artarak rekor seviyeye ulaştığına dikkati çekti.
Fanatik Yahudi gruplar tarafından Mescid-i Aksa’nın zamansal ve mekânsal bölünmesi çağrılarının arttığını söyleyen Hamuri, “Fanatik Yahudiler baskınlar sırasında Aksa’da İsrail bayrağı açmaya başladı. Özellikle Harem-i Şerif’in doğu kısmında ayin ve ibadet girişimleri arttı.” dedi.
Hamuri, İsrail’in ihlalleriyle ilgili ikinci konunun Filistinlilerin evlerinin yıkılması mevzusu olduğunu, “ruhsatsız bina” bahanesiyle bu yıl 150’den fazla Filistinlinin evinin yıkıldığını söyledi.
Bu evlerin büyük kısmının yüksek miktarda para cezası tehdidiyle sahiplerine yıktırıldığını hatırlatan Hamuri, Kudüs’te hâlâ 20 binden fazla evin yıkılma riskiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı.
İsrail’in ihlalleriyle ilgili diğer bir başlığın ise “Filistinlilerin kimliklerinin iptal edilerek Kudüs’ten sürme politikası” olduğunu söyleyen Hamuri, “İsrail’in bu ihlalinin son örneği Filistinli aktivist Salah el-Hamuri’nin yasa dışı şekilde sınır dışı edilmesidir.” dedi.
Hamuri ayrıca, İsrail’in Filistinlilere Mescid-i Aksa ve Kudüs’ün Eski Şehir bölgesine 6 aya kadar uzayan giriş yasağı koyduğu yüzlerce vaka olduğunu dile getirdi.
İsrail’in kadın ve çocuklar dahil gözaltı ve tutuklama sayılarının da arttığına dikkati çeken Hamuri, “İsrail tüm bu ihlalleriyle şehirde mutlak bir Yahudi çoğunluğu oluşturma, Filistinlileri kovma ve Doğu Kudüs’teki Filistin mahallelerini izole edilmiş parsellere dönüştürme planını hızlandırarak sürdürüyor.” ifadelerini kullandı. AA