Uzmanlar, İsrail’de yeni hükümeti kurmaya çalışan Likud Partisi lideri Binyamin Netanyahu’nun üzerinde “ABD’nin etkisinin açıkça görüldüğünü” ancak aşırı sağcı bir hükümetin kurulması durumunda, taraflar arasında siyasi anlaşmazlıkların yaşanabileceğini değerlendiriyor.
Yeni kurulacak hükümetle ilgili görüşmelerini sürdüren Netanyahu, ABD’nin “örtülü uyarılarının” ardından Savunma Bakanlığının “Dini Siyonizm”in lideri Bezalel Smotrich’e verilmesi konusunda geri adım attı.
Joe Biden başkanlığındaki ABD yönetimi, Smotrich ve “Yahudi Gücü” lideri Itamar Ben Gvir’in Filistinlilerin tahliyesi ve evlerinin yıkılmasıyla ilgili taleplerine muhalif olduğunu açıkça ilan etti.
ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, ABD’nin başkenti Washington’da solcu, İsrail yanlısı insan hakları örgütü J Street’in 4 Aralık’taki yıllık konferansında yaptığı konuşmada, “(Yahudi) Yerleşimlerinin genişletilmesi, Batı Şeria’nın ilhak edilmesi, kutsal mekanların tarihi statükolarının bozulması, evlerin yok edilmesi, tahliye edilmesi, şiddete teşvik de dahil iki devletli çözümü baltalayacak bütün eylemlere karşı çıkacağız.” ifadelerini kullandı.
Obama yönetiminin 2015’te İran’la nükleer programıyla ilgili anlaşma yapmasına açıkça karşı çıkan Netanyahu, 2018’de Trump yönetimini anlaşmadan çekilmeye ikna etmedeki rolüyle övündü. Netanyahu son aylarda Biden yönetiminin anlaşmaya geri dönme ihtimaline de karşı çıktı.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, mayıs ayında yaptığı bir konuşmada, İran konusunda önceki yönetimi suçlayarak, İran ile 2015’te imzalanan Ortak Kapsamlı Eylem Planı (OKEP) anlaşmasından çekilmenin ve Tahran’a maksimum baskı stratejisinin beklentinin tam aksiyle sonuçlandığını, İran’ın nükleer programının çok daha ileri noktaya gittiğini söyledi.
Ana amaçlarının İran’ın nükleer silah elde etmesini engellemek olduğunu belirten Blinken, bunun iki yolla yapılabileceğini, birinci yolun anlaşma ve bunun etkili olduğunu daha önce gördüklerini ifade etti.
Siyasi anlaşmazlıklar
İsrail dış politikası üzerinde çalışmalar yapan Mitvim Enstitüsü Başkanı Nimrod Goren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail ile ABD arasında on yıllardır devam eden ilişkilerin iki tarafın çıkarları çerçevesinde devam edeceği değerlendirmesinde bulundu.
Bununla birlikte yeni hükümetin aşırı sağcı bakanlardan oluştuğunda, ABD yönetimiyle siyasi düzeyde anlaşmazlıklar olacağını öngören Goren, daha öncesinde de İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria ve abluka altındaki Gazze’deki Filistinlilere yönelik açıklama ve eylemleri nedeniyle iki ülke arasında anlaşmazlıklar yaşandığını dile getirdi.
İsrailli uzman; Smotrich, Ben Gvir ve ikisinin aşırılıkçı partilerinden hükümette yer alacak muhtemel bakanlara işaret ederek, “Bu konularda anlaşmazlık olacaktır ve ABD yönetiminin aşırılıkçı unsurlara karşı nasıl muamele edeceği net değil.” görüşünü paylaştı.
“İsrail-Amerikan ilişkileri yakın bir şekilde devam edecek ancak siyasi anlaşmazlıklar, belki de yolda engeller olacaktır. Blinken, ABD yönetiminin Maliye Bakanlığını alması beklenen Smotrich ve Savunma Bakanlığına getirilmesi beklenen Ben Gvir’e karşı hangi üslupla muamele edeceğine karar vermedi.” diyen Goren, hükümetin şahıslara göre değil icraatıyla ölçüleceğini dolayısıyla İsrail’in son 70 yılda ABD ile ilişkilerinde oluşturduğu standartlara bağlı kalacağını söyledi.
Blinken’ın açıklamalarının Smotrich ve Ben Gvir’in taleplerine bir mesaj olduğu değerlendirmesinde bulunan Goren, “Sorulacak soru şu, Netanyahu bu faaliyetleri ne ölçüde sınırlayacak. Ve gerçekten sınırlayacak mı? Bu bağlamda ABD’nin tepkileri olacak.” diye konuştu.
Goren ayrıca aşırı sağ ideolojinin sadece aşırı sağ partilerde (Smotrich ve Ben Gvir’in partilerinde) değil, Netanyahu’nun partisi Likud’da da mevcut olduğunun unutulmaması gerektiğine dikkati çekti.
ABD’nin Filistin’e verdiği sözler
İsrail-ABD anlaşmazlığının, Washington’un Filistinlilere verdiği sözlerden kaynaklanabileceğini aktaran Goren, ABD’nin Kudüs’te konsolosluğunu yeniden açmak gibi Filistin’e verdiği sözleri hatırlattı.
Goren, “İsrail hükümeti, ABD’nin bu yöndeki adımlarına karşı çıkacak. Netanyahu’nun İran meselesi ve diğer konularda eski Başkan Obama yönetimi ile geçmişte yaşadığı zor günleri unutmamamız gerekiyor.” dedi.
İsrailli uzman Goren, İran konusunda da Netanyahu’nun tavrı değişmediğini aktararak, “Çünkü Netanyahu, daha önce bu konuda Obama ile bir çatışmaya girdi. Bu İsrail-Amerikan ortaklığı ve aynı zamanda İran’ın nükleer silah edinmesini engelleme çabaları için de iyi değildi. Diplomasi iyi bir şeydir ve İsrail’in Batı’daki dostları, İran’ın nükleer silah edinmesini engellemek için tüm diplomatik yolları deniyorlar.” ifadelerini kullandı.
“Netanyahu’nun da ikilemi”
Haaretz gazetesi analisti Amir Tibon da çarşamba günkü yazısında, Blinken’ın açıklamasına atıfta bulunarak, şunları kaydetti:
“Temel mesaj açık: Yerleşim birimlerini ilhak etme, kaçak yerleşim birimlerinin statüsünü değiştirme, Filistinli sivilleri öldürdüğünde İsrail güçlerine dokunulmazlık tanınması gibi vaatlerde bulunan Netanyahu’nun aşırı sağcı müttefikleri, seçmenlerini hayal kırıklığına uğratma ya da Washington’la çatışmak arasında seçim yapmak zorunda kalacaklar. Bu aynı zamanda Netanyahu’nun da ikilemi olacak.”
Tibon, Netanyahu’nun geri dönmesiyle bazı soruların, ABD-İsrail ilişkilerinde daha önceki döneme (Obama ve Trump dönemlerine) göre daha da ciddiyet kazanacağını savunarak, bunları şöyle sıraladı:
“Bu ilişkinin (ABD-İsrail) temeli olması gereken ‘ortak değerlerden’ geriye ne kaldı? Orta Doğu’yu ateşe vermeyi hayal edenleri de kapsayan aşırılık yanlısı bir hükümeti desteklemek hangi Amerikan çıkarlarına hizmet ediyor? Cumhuriyetçilerden farklı olarak Evanjelik Hristiyanlardan pek destek görmeyen Demokratlar, İsrail’i desteklemek için geleneksel tavrını sürdürecek mi?” AA