Kolektif güvenlik, devletlerin uluslararası barışı korumak adına kolektif bir şekilde çabalayacaklarını taahhüt eden bir sistem olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir deyişle, kolektif güvenlik, uluslararası hukuk vasıtasıyla devletlerin dünya barışını korumak için birlikte önlem alacakları ve bu doğrultuda karşılıklı egemenlik haklarını tanıyarak birbirlerine saldırmama taahhüdünde bulundukları bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. Böylelikle bu sistem herhangi bir savaş ya da saldırı durumuna karşı her bir devletin güvenliğini garanti altına almaktadır.
Kolektif güvenlik sistemine, aynı zamanda, savaş ya da saldırı ihtimallerini püskürtmek ve devletlerin birbirlerine saldırmalarını engellemek amacıyla bir caydırma unsuru da denilmektedir. Zira bu sistem vasıtasıyla, kolektif güvenlik sistemini benimsemiş bir uluslararası toplumun herhangi bir üyesine karşı yapılan saldırı, uluslararası barış ve güvenliğe yapılan saldırı anlamına gelmektedir. Söz konusu sistemin temel özelliklerine baktığımızda, kolektif güvenlik sistemi güç/kriz yönetiminin bir aracıdır; uluslararası örgütün varlığını kabul eder; savaşa karşı caydırıcı bir unsurdur; savaşa ya da saldırganlığa başvuran devletin kendisini değil savaş/ saldırganlığı düşmanı olarak kabul eder; sistem bünyesinde tüm devletler saldırganlığı sonlandırmak amacıyla güçlerini birleştirmeyi taahhüt ederler.
Birleşmiş Milletler Şartı, uluslararası barış ve güvenliği korumak adına kolektif güvenlik sistemine yönelik hükümleri bünyesinde barındırmakta ve bu itibarla Birleşmiş Milletler örgütü kolektif güvenlik sisteminin en kapsamlı örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. BM Antlaşması’nın 7. Bölümü’nde yer alan 13 madde (39.madde- den 51.maddeye kadar) uluslararası barış ve güvenliği korumak amacıyla kolektif güvenlik sisteminden bahsetmektedir. BM Güvenlik Konseyi, uluslararası barışa yönelik herhangi bir tehdit/saldırı durumunda kolektif güvenlik eylemini başlatmaktan sorumludur ve bu yetkiye sahiptir. Kolektif güvenlik sistemi BM bünyesinde ilk kez 1950 Kore Savaşı’nda uygulanmıştır.
KOLEKTİF SAVUNMA
Kolektif savunma sistemi, bu sistemle oluşturulmuş bir ittifakın herhangi bir üyesine bir düşman tarafından yapılan bir saldırganlığa cevap vermek üzere oluşturulmuş kolektif bir mekanizmadır. Bir başka deyişle, kolektif savunma, ittifakın bir üyesine karşı yapılan saldırının ittifakın tüm üyelerine karşı yapılması anlamını içeren bir sistemdir. Söz konusu kolektif savunma mekanizması, ortak bir düşmandan gelen ortak tehdit algısına sahip küçük bir devletler topluluğu tarafından oluşmaktadır. Anılan sistem genellikle bölgesel savunma sistemi şeklinde örgütlenen bir İttifak tarafından yürütülmektedir. Kolektif güvenlik sisteminin sahip olduğu evrenselliğin aksine, kolektif savunma sistemi sadece bu sistemi kabul etmiş üye devletlerden oluşmaktadır.
Kolektif savunma sistemini iyi bir şekilde anlamak için kolektif güvenlik sistemiyle birlikte karşılaştırmalı bir analiz yapmak gereklidir. Kolektif güvenlik sistemi bütün dünya devletlerini içeren küresel bir sistemken, kolektif savunma sistemi sınırlı devletlerden oluşan genellikle bölgesel bir mekanizmadır. Kolektif güvenlik sisteminde olası tehdit bilinmezken ve genellikle ani bir şekilde ortaya çıkarken, kolektif savunma sisteminde olası tehdidin ne olduğu bilinir. Kolektif güvenlik sisteminde düşman bilinmezken ve dolayısıyla düşmandan gelebilecek tehdide karşı önceden planlama olmazken, kolektif savunma sisteminde düşman bellidir ve bu doğrultuda da düşmanla mücadele bağlamında önceden planlama mümkündür.
Kolektif savunma sisteminin en iyi örneği Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’dür (NATO). Söz konusu sistemin benimsenmesi NATO’nun kurucu antlaşması olan Washington Antlaşması’nın 5. maddesinde açık bir şekilde belirtilmiştir. Anılan kolektif savunma ilkesi NATO’nun tüm üyelerini belli bir amaç doğrultusunda birbirine bağlayan ve birbirlerini koruma taahhüdünü içeren bir ilke olarak karşımıza çıkmaktadır. NATO, kurucu antlaşmasının kolektif savunma sistemini benimseyen 5. maddesine tarihinde ilk kez 11 Eylül 2001 saldırısından sonra başvurmuştur.