Arş. Gör. Pelin Sultan Kara (Yozgat Bozok Üniversitesi)
*Özgürlük kural güvenlik istisnadır.
İnsanlığın tabiat üzerinde var olduğundan beri temel ihtiyaçlarının yanı sıra en kıymet verdiği değerlerden biri özgürlük olurken bir diğeri de güvenlik olmuştur. Düşünen, akleden, sorgulayan bir varlık olan insan için fikirlerini rahat şekilde söyleyebilmek, diğer insanların özgürlük alanına dokunmadığı sürece istediği gibi davranabilmek ve kendilerine dayatılan herhangi bir eylemi veya fikri reddedebilmek ancak özgürlüğün garanti altına alınmasıyla mümkündür. Fakat bireyler fikrilerinin beyanında veya davranışlarının neticesinde başlarına gelebilecek her türlü olaya karşı kendini güvende hissetmek ister. Bu anlamda özgürlüklerin korunmasında güvenlik büyük önem taşır. Geçmişte güvenliğin sağlayıcıları çeşitli şekillerde[1] karşımıza çıkmış olsa da günümüzde güvenliğin temel sağlayıcısı devlettir.
İnsanlar tabiatta özgürce yaşadıkları dönemlerde birbirleriyle sürekli çatışma yaşadıklarından dolayı, sözleşmeci düşünürlerin teorilerine göre; bireylerin kendi istekleriyle, kendilerinden üst bir kurum olan devlete, özgürlüklerinin tahsis edilmesi karşılığında güvenliği sağlama yetkisini vermişlerdir. Fakat dini dogmaların baskın olduğu dönemlerde kavramın muhteviyatı göz ardı edilmiştir. Özellikle Batıda Aydınlanma Dönemi ve Kilise otoritesinin sarsılması sonrasında ise Fransız Devrimiyle özgürlüğün önemi daha anlaşılır olmuştur. Antik dönemde rasyonalite üzerine konumlanmış özgürlük kavramı, Orta Çağ’da dinle temellenmiş, 15. yüzyıl sonrası özellikle insan merkezciliğin ve bireyciliğin ön plana çıkmasıyla günümüz özgürlük algısı yerini almıştır. Coğrafi keşifler sonrası oluşan zengin, ticaret sahibi burjuvanın oluşması ve mübadelelerin eşit taraflar arasında yapılabilecek olması özgür bireylerin varlığını zorunlu hale getirmiştir. Aydınlanma ve modernleşmenin ürünü olan ideolojilerden Liberalizm, bireyi, kişisel hak ve özgürlükleri ve faydacılığı öncelediği için, Liberal modern hukuk devletinde özgürlük kavramı ön plana çıkmıştır.[2] Bu sebeple modern demokratik devlete verilen en büyük görevlerden biri hak ve özgürlükleri korurken diğeri de güvenliği sağlamak olmuştur.
Yakın tarihimizde özgürlükleri korurken, güvenliği sağlama konusunda ise bir ikilem ortaya çıkmıştır. Özellikle 11 Eylül sonrası ABD’de yaşanan olaylar sonrası güvenliğin sağlanması için özgürlüklerden taviz verilmesi gerektiği yönünde görüşler ortaya çıkmıştır. İki kavram arasındaki ilişki denge kurma şekline dönüşmüştür. Oysaki özgürlük insanlık için bir değerdir. Güvenlik ise özgürlükleri kullanabilmeyi sağlama ortamını yaratmak için var olmalıdır.[3] Bu sebeple güvenlik konularının düzenlenmesinde öncelik hak ve özgürlükler olmalıdır. Bu iki kavram birbirine rakip olmak yerine birbirini besleyen, güçlendiren şekilde ele alınmalıdır. Aksi olan durumlarda, hak ve özgürlüklerin güvenlik amacıyla sınırlandırılma daha büyük güvenlik sorunları doğuracaktır.
Demokratik bir düzenin hüküm sürdüğü devletlerde, rutinde özgürlükler kural güvenlik ise istisna olarak görülmektedir. Bununla birlikte olağan üstü dönemlerde belirli sınırlamalar yapılabilmektedir. Bunun en bariz örneği Covid-19 pandemisinde, bulaşı azaltmaya yönelik alınan tedbirler olmuştur. Bireysel ve toplumsal yararı maksimize etmek amacıyla belirli bir süreliğine temel hak ve özgürlükler sınırlandırılmıştır. Sokağa çıkma, seyahat etme, çalışma gibi özgürlükler geçici bir süre sınırlandırılmıştır. Milli güvenliği ve toplum sağlığını tehlikeye atacak olağan üstü durumlarda “geçici olmak” ve hakkın “özünü korumak” şartıyla güvenlik lehine uygulamalar yapılabilmektedir. Fakat bunların geçici olduğu ve bireysel faydayı ön planda tuttuğu unutulmamalıdır.
Fakat demokratik ve özgürlükçü düzenin geri plana atıldığı ülkelerde belki güvenlik kati şekilde uygulanabilmektedir ama özgürlüklerin kullanımı konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bunun en net örneklerinden biri Kuzey Kore olurken bir diğeri İran’dır. Bugün Kuzey Kore her fırsatta güvenlik konularını vurgulamaktadır. Ulusal egemenliğin ancak katı güvenlik önlemleriyle alınacağına inanılan ülkede, Kim-Jong 2019 yılında, İşçi Partisi liderlerini topladığı programda egemenliğin tahsisi için daha mutlak ve saldırgan önlemler alınmasına yönelik bir çağrıda bulunmuştur.[4]
İran Şeriatla yönetilen bir ülke olarak, başta kılık kıyafet olmak üzere pek çok temel hak ve özgürlükleri sınırlandırmıştır. Ciddi bir istihbarat yapısı olan İran’da ilk başta, önceki rejimin istihbarat yapısı SAVAMA, Şah döneminde SAVAK olarak örgütlenen bir yapı vardı. Günümüzde önceleri VEVAK şimdiyse VAJA olarak kısaltılan İran İstihbarat Bakanlığı yapısı hakimdir. Güvenlik, casuslukla mücadele, koruma, politika, sağlık, stratejik çalışmalar ve ilişkiler, eğitim, araştırma, arşivler ve belge işgücü, idari – finansal, parlamenter, ekonomi, kültürel ve teknoloji olmak üzere hayatın her alanını kontrol altına alan, özel hayatı kontrol altında tutan bir yapıdır. Bunun yanında güçlü yetkilere sahip bir polis teşkilatı da bulunmaktadır. Fakat gelinen noktada İran’da bu büyük güvenlik tedbirleri ve hakları kullanılmaz hale getiren kanuni yapının özgürlüğü sınırlaması patlak vermiştir. İran’da uzun süredir devam eden sokak eylemleri güvensiz ortam yaratmıştır. Aylardır süren sokak çatışmalarında hem sivil hem resmi görevliler yaralanmış, ölmüş veya yargılama sonucu idama mahkum edilmiştir. “Özgürlüklere rağmen” oluşturulmuş yapı sarsılmıştır ve baskıcı yönetim bıkmış İran halkı artık özgürce yaşamak istemektedir.
İnsanların özgürlükleri uğruna verdikleri savaş domino taşları gibidir. İlk taş devrilene kadar düzen devam eder lakin ilk taş devrildiği andan itibaren devamı gelecektir. İran’da ilk taş devrilmiştir ve istenilen özgür ortam yaratılana kadar da olayların devam etmesi beklenmektedir. Bu sebeple devletlerin hukuki düzenlemelerinde dikkat etmeleri gereken husus özgürlüğün öncelenmesidir. Özgürlük ve güvenlik arasında bir denge kurulması değil, özgürlüğü sağlayabilecek şekilde güvenlik uygulamaları ve kolluk yetkileri belirlenmelidir. Aksi durumda daha büyük güvenlik sorunları doğabilmektedir.
Başvurular
Çeli̇k, Adem. “Özgürlük Ve Güvenlik Bağlamında İç Güvenlik Paketinde Yer Alan Bazı Maddelerinin Değerlendirilmesi”. Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi 5, sy 5 (01 Mayıs 2015). https://doi.org/10.18771/umd.92275.
İrdem, İbrahim, ve Reha Bayansar. “Özgürlük-Güvenlik İkilemi Ve İnsan Hakları Bağlamında Kolluğun Toplumsal Olay Yönetimi”. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE Dergisi, 19 Şubat 2022. https://doi.org/10.30783/nevsosbilen.981206.
BBC News Türkçe. “Kuzey Kore lideri ‘saldırgan’ bir güvenlik politikası uygulayacağını duyurdu”. Erişim 06 Ocak 2023. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-50943016.
[1] Bireysel varlığını korumak için her durumla savaşmak, kabileler, klanlar, aşiretler vs.
[2] İbrahim İrdem ve Reha Bayansar, “Özgürlük-Güvenlik İkilemi Ve İnsan Hakları Bağlamında Kolluğun Toplumsal Olay Yönetimi”, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE Dergisi, 19 Şubat 2022, https://doi.org/10.30783/nevsosbilen.981206.
[3] Adem Çeli̇K, “Özgürlük Ve Güvenlik Bağlamında İç Güvenlik Paketinde Yer Alan Bazı Maddelerinin Değerlendirilmesi”, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi 5, sy 5 (01 Mayıs 2015), https://doi.org/10.18771/umd.92275.
[4] “Kuzey Kore lideri ‘saldırgan’ bir güvenlik politikası uygulayacağını duyurdu”, BBC News Türkçe, erişim 06 Ocak 2023, https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-50943016.