Savaş suçları, askerî veya sivil, kişilerin, savaş kanunlarını ihlâl etmeleri durumunda uluslararası ceza hukuku çerçevesinde cezalandırılabileceği suçlardır.
Savaş suçlarının ilk kez kapsamlı bir kanun halinde toplanması, Amerikan İç Savaşı sırasında Başkan Lincoln tarafından 1863 ́de çıkarılan Lieber Kuralları ́nda gerçekleştirilmiştir. O tarihten bu yana 1907 tarihli IV nolu ‘La Haye’ Sözleşmesi ve onun yönetmelikleri, 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri ve 1977 tarihli protokolleri de dâhil olmak üzere pek çok uluslararası insancıl hukuk sözleşmesi hazırlanmıştır.
Savaş suçları Roma Statüsü’nün 8. maddesinde düzenlenmektedir. Savaş suçlarının siyasî bir çerçevede veya plânda ya da yaygın bir şekilde işlenmesi durumunda Uluslararası Ceza Mahkemesi yetkili olmaktadır. 8. maddede de, uluslararası silahlı çatışma ile uluslararası olmayan çatışmalar sırasında işlenen suçlar bakımından bir ayrım yapılmaktadır. Uluslararası suçlar içinde savaş suçlarının çok büyük bir kısmı daha Önce Lahey Düzenlemesi ve Cenevre Anlaşması’nda tanımlanmıştır. Buna karşılık, Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü’nde kabul edilen tanım daha sınırlı bir tanımdır. Savaş suçlarından anlaşılması gerekenler 8. maddenin 2. bendinde açıklanmıştır.
Buna göre savaş suçları, 12 Ağustos 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi’nde öngörülen ağır suçlar olup, Cenevre Sözleşmesi hükümleri ile koruma altına alınan kişi ve mallara karşı işlenmeleri söz konusu olabilir. Sözleşme’nin 8. maddesinin 2-a bendinde sayılan bu fiiller, 12.8.1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri esas alınarak belirlenmiştir. Bu Sözleşmelere göre; yaralılar, hastalar, kazazedeler, savaş esirleri ve siviller ile korunan mallara karşı işlenen suçlar, savaş suçları kapsamında korunan kişilere karşı işlenen suç sayılır. Bu suçlar;
- Kasten adam öldürme,
- Gayri insanî muamele ve işkence,
- Biyolojik deneyler, insanların fizikî ve ruhî bütünlüğüne ağır bir saldırı veya büyük ızdırap verme şeklindeki kasıtlı fiiller,
- Askerî zorluklarla bağdaşmayacak şekilde malların yok edilmesi veya mülkiyetinin ortadan kaldırılması,
- Savaş esirini veya benzeri şekilde korunan kişiyi yabancı bir devletin askerlerine hizmet etmeye zorlamak ve kişiyi savaş esiri konumuna getirmek,
- Bir savaş esirini veya benzeri korunan kişiyi tarafsız ve usulüne uygun bir şekilde yargılama hakkından mahrum etmek,
- Yasadışı tutuklama, nakil veya tehcir olayları,
- Esirleri öldürme fiilleridir.
Uluslararası hukuk kuralarına göre, uluslararası silahlı çatışmalara uygulanabilen kanun ve gelenek hukuku kural- larının ağır ihlâlleri de savaş suçları içinde yer alır. Bu ihlâller şu şekilde sıralanmıştır:
1. Sivil halka karşı bilinçli saldırı,
2. Korunan yer veya kişilere kötü muamele sayılabilecek bilinçli saldırılar,
3. İnsancıl hizmetlerde veya BM Şartı’na uygun olarak barışı korumak ya da insanî yardım misyonları çerçevesinde kullanılan personele, yerleşim yerlerine, mallara, birimlere veya araçlara kasten saldırı, bombalama fiilleri.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni (UCM) oluşturan Roma Statüsü’nün 8.maddesi, Mahkemeye, uluslararası silahlı çatışmalar sırasında işlenen savaş suçlarını yargılama yetkisi tanımıştır. Nitekim UCM, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım suçu kapsamında kişileri soruşturma yetkisine sahip uluslararası bir mahkemedir. Merkezî Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan UCM, yetkisine giren suçlara ilişkin gerçek kişileri yargılama yetkisine sahiptir. Bu bağlamda, ilgili suçu bizzat işleyen, emreden ya da buna teşvik ve yardım eden veya suça teşebbüs eden kişiler Mahkeme tarafından yargılanmaktadır. UCM, kendisini oluşturan Roma Statüsü’nün yürürlüğe girdiği 1 Temmuz 2002 tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından yargılama yetkisine sahiptir.