Genel anlamda ulusların “ken-di kaderini tayin” hakkı olan self-determinasyon ilkesinin ortaya çıkması Avrupa’da devlet egemenliği kaynağının kral veya dinsel otoriteler yerine, kendi topraklarında yaşayan insanlara, bir başka anlatımla özgür bireylerin oluşturdukları topluma dayandırılmaya başlanmasıyla ortaya çıktığı kabul edilmektedir. Günümüze kadar birçok devletin birleşmesinde veya dağılmasında önemli bir rol oynayan self-determinasyon ilkesi, halen dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan ve din, dil ve ırk olarak birbirlerinden farklı olan toplulukların bağımsızlık iddiasında bulunmalarına dayanak oluşturmaktadır.
Self Determinasyon İlkesinin Tarihsel Gelişimi
Self-determinasyon 21. yüzyılda uluslararası hukukta önemli kavramlardan biri haline gelmiştir. Soğuk Savaşın sona ermesi ile birlikte self-determinasyon ilkesi etkinliğini arttırmıştır. Komünizmin çökmesi ile beraber Sovyetler Birliği, Yugoslavya gibi birçok etnik grubu barındıran ülkeler dağılma sürecine girmiş ve self determinasyon ilkesinin etkisi ile dünyanın siyasî görünümü değişmiş, milliyetçiliğin ürünü olan yeni mikro devletler dünya sahnesinde yer almıştır.
Self-Determinasyonun Çeşitleri
Self-determinasyon hakkı, biçimlenim ve uygulamada içsel ve dışsal olarak iki tür ayrıma tabi tutulmaktadır.
İçsel Self-Determinasyon
Bir halkın yönetim şeklini hiçbir dış baskı olmadan nüfusun tüm kesimlerinin katılımıyla seçebilme hakkıdır.
Dışsal Self-Determinasyon
Dışsal self-determinasyon, bir halkın veya ulusal grubun, halk oylaması ile istediği devlete bağlanması yahut kendi bağımsız devletini kurması anlamına gelmektedir. Dışsal self-determinasyon ABD Başkanı Wilson’un 1. Dünya Savaşı sonrası açıkladığı 14 ilke içerisinde yer almasıyla ön plana çıkmaktadır. Bununla birlikte self-determinasyon teriminin bu isim altında ilk olarak Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 1. ve 55. maddelerinde yer aldığı görülmektedir.
Uluslararası Hukukta Self- Determinasyon
Self-determinasyon ilkesi, Birleşmiş Milletler Antlaşması, BM’nin Medenî ve Siyasî Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Helsinki Nihaî Senedi gibi uluslararası bağlayıcılığı olan belgelerde yer almıştır.