Sınıraşan suç, küresel suç eylemleri alanının son dönemde en fazla tartışılan kavramlarından biridir. Yarım yüzyıllık geçmişe sahip bu kavram, küreselleşmenin etkisi ile yaygınlık kazanmıştır. Bu bakımdan son yıllarda uluslararası hukuk ve kriminoloji çalışmalarının sıklıkla konusu olmanın yanısıra hükümet ve uluslararası kuruluşların da gündemine oturmuştur. Sınır aşan suç terimi, girift bir yapıdadır.
Kavramsal açıdan uluslararası suç kavramı ile birbirine yakındırlar. Hatta zaman zaman birbirleriyle aynı anlamı da taşıyabilirler. Örneğin; uluslararası hukuk tarafından suç olarak tanımlanmış insanlığa karşı suçlar veya soykırım suçu aynı zamanda sınır aşan suç tanımının kapsamı içinde de yer alır.
Sınıraşan suç kavramı üzerinde anlaşılmış net bir tanım yoktur. Genellikle bir ya da birden çok devleti etkileyen ve onların yasalarını ihlal eden suç eylemleri olarak ifade edilirken zaman zaman da şemsiyesi altına giren suçlar zikredilerek kullanılmıştır. Örneğin; 1998 tarihli “Sınıraşan Suçların Kontrolü ve Önlenmesi Hakkında Manila Deklarasyonu” sınıraşan suçlara örnek olarak terörizm ve uyuşturucu ticareti gibi suçları vermiştir. Kavram ile ilgili uluslararası alandaki en önemli niteleme 2000 tarihli “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi” içeriğinde yer almaktadır.
Palermo Konvansiyonu olarak da isimlendirilen bu sözleşmeye göre bir suç; a) Suç birden fazla devlette işlendiğinde, b) Suç tek bir devlette işlendiğinde ancak, hazırlanma, planlama, idare veya kontrolünün önemli bir kısmının başka bir devlette gerçekleşmesi halinde, c) Suç tek bir devlette işlendiğinde ancak, birden fazla devlette suç teşkil eden faaliyetlerde bulunan örgütlü bir suç grubu suça karıştığında veya d) Suç tek bir devlette işlendiğinde, ancak başka bir devlette önemli etkileri olduğunda sınıraşan niteliktedir.
Sınıraşan suçlar bugün son derece farklı şekillerde tezahür eder. Terörizm, uyuşturucu, silah ve insan ticareti, göçmen kaçakçılığı, para aklama ile finansal sistemi sabote etme gibi klasik suçların yanı sıra siber suçlar, kimlik bağlantılı suçlar, tarihi eser kaçakçılığı, çevre suçları, korsanlık, vergi kaçakçılığı, telif hakkı ihlali ve organ ticareti gibi yeni gelişen türleri de vardır.
Uluslararası alanda sınıraşan suçlarla ilgili ciddi kuruluşlar mevcuttur. Küresel bakımdan Birleşmiş Milletler, bölge bazında Avrupa Birliği ve Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) gibi kuruluşlar gerek uluslararası anlaşmalar gerek deklarasyon gerek zirveler yoluyla sınıraşan suçlara karşı işbirliği arayışındadır.
Türkiye Cumhuriyeti, sınıraşan suçlara karşı ulusal ve uluslararası alanda etkin bir şekilde faaliyet göstermektedir. Sınıraşan suçlarla mücadele alanında en kapsamlı uluslararası belgeler “Birleşmiş Milletler Sınıraşan Örgütlü Suçlarla Mücadele Sözleşmesi” ve bu Sözleşmenin ekini teşkil eden üç Protokoldür. Türkiye bu sözleşme ve ek protokollerine taraftır. Ayrıca 70’den fazla ülkeyle terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı ve organize suçlarla mücadele alanlarında işbirliğini öngören ikili Anlaşma ve Protokoller imzalamıştır. Bu anlaşmalar ve ulusal mevzuat zemininde kolluk kuvvetlerini oluşturan kurumların yanı sıra Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve Mali Suçları Araştırma Kurulu gibi ulusal kurumlarıyla Türkiye Cumhuriyeti, sınıraşan suçlara karşı mücadele vermektedir.