Soykırım kelimesi, Latince “ırk, soy, kabile” manasına gelen “geno” kelimesi ile “öldürmek” manasına gelen “cide” kelimesinin birleşimi olarak ilk defa 1944 yılında Raphael Lemkin isimli Yahudi kökenli Polonyalı bir yazar tarafından kullanılmıştır. Kısaca, “toplulukları ortadan kaldırmak amacı ile koordineli bir plan dâhilinde yapılan eylemler” olarak tanımlanır.
9 Aralık 1948 tarihinde Paris’te toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilip imzaya açılan ve 12 Ocak 1951’de yürürlüğe giren “Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi” (United Nations Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide ), soykırımı şu şekilde tanımlamıştır: “Bu Sözleşme bakımından, ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubu, kısmen ya da tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden herhangi biri, soykırım suçunu oluşturur:
- Gruba mensup olanların öldürülmesi,
- Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel ya da zihinsel zarar verilmesi,
- Grubun bütünüyle ya da kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak, yaşam şartlarını kasten değiştirmek,
- Grup içinde doğumları engellemek amacıyla önlemler almak,
- Gruba mensup çocukları zorla bir başka gruba nakletmek.
Sözleşmenin 1. maddesine göre devletler, soykırımı uluslararası hukuka göre bir suç olarak kabul ederek savaş zamanında da olsa barış zamanında da olsa soykırımı önlemeyi ve cezalandırmayı taahhüt etmiş olurlar. 3. maddeye göre ise, “soykırımda bulunmak, soykırımda bulunulması için işbirliği yapmak, soykırımda bulunulmasını doğrudan ve aleni bir surette kışkırtmak, soykırımda bulunmaya teşebbüs etmek, soykırıma iştirak etmek” soykırım suçu kapsamında değerlendirilir. Sözleşmeye göre soykırım suçu üye devletlerin yetkili mahkemelerinde veya sözleşmeci devletler tarafından yargılama yetkisi kabul edilen uluslararası bir mahkeme tarafından yargılanır. Üye ülkeler, Birleşmiş Milletler’den, soykırımın önlenmesi veya sona erdirilmesi için yetkili organları harekete geçirmesini talep edebilir. Türkiye bahse konu Sözleşmeyi 23 Mart 1950’de onaylamıştır.