Ana SayfaGüvenlik SözlüğüTerör, Terörizm, Terörist

Terör, Terörizm, Terörist

Etimolojik olarak terör, ‘korkutmak, korkuyla yönetmek, korkuyla titretmek, korkudan dehşete düşürmek’ anlamlarına gelen ve aslı Fransız İhtilali dönemine uzanan Latince ifadesiyle ‘terreur’ sözcüğünün dilimizde yaygın olarak kullanılmakta olan bir versiyonu niteliğindedir.

2003 yılında yapılan değişikliklerle beraber 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) ülkemizdeki terör suçunu resmî olarak tanımlayan önemli metinlerden biri olduğu görülmektedir. Buna göre, TMK’da terör şu şekilde tanımlanmaktadır: “Terör, cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.”

Akademik bir şekilde terörü şu şekilde tanımlamak mümkündür; terör, belli bir politik ideolojiye sahip silahlı bir grup tarafından, belli siyasî amaçları gerçekleştirmek ve hedef kitlenin belli konudaki tutum ve kararlarına şiddet kullanmak suretiyle etki etmek amacıyla, bilerek ve planlı olarak, özellikle sivillere yönelik ancak sivillerle sınırlı kalmayacak şekilde, toplumda kaos ve korku ortamı meydana getirecek propaganda ve mesaj verme amaçlı sembolik şiddet eylemleri yapılmasıdır.

Terörizm ise terörden farklı bir kavramdır. Terör, büyük çaplı korku veren ve bireylerde yılgınlık yaratan bir eylem durumunu ifade ederken, terörizm siyasal amaçlar için mevcut durumu yasadışı yollardan değiştirmek amacıyla örgütlü, sistemli ve sürekli terör eylemlerini kullanmayı bir yöntem olarak benimseme durumunu ifade etmektedir.

Bir eylemin terör eylemi olarak nitelendirilebilmesi için “ideoloji”, “örgüt” ve “şiddet eylemi” unsurlarının söz konusu eylem etrafında aynı anda vücut bulması gerekir. Söz konusu unsurların aynı anda varlığı ile eylemi gerçekleştiren, planlayan ya da gerçekleşmesine izin veren kimseye ise “terörist” denir. Terörist ile ilgili şöyle bir tanım uygundur. Terör niteliği taşıyan bir eylemi belli bir terör grubu adına gerçekleştiren, planlayan veya böyle bir eyleme aracılık edeceğini bilerek ve isteyerek eylemin gerçekleştirilmesi için aktif ya da pasif görev alan kişidir.

Terörizmin temel bileşenlerini 5 madde altında özetlemek mümkündür.

1. Terörizm, politik bir amaç peşinde koşan bir ideoloji etrafında örgütlenmektedir. Terörizmi ya da terörist eylemi diğer suç ya da eylemlerden ayıran en önemli unsur politik bir motivasyona sahip olmasıdır.

2. Terörizm, eylemlerinde şiddet kullanmayı politik hedeflerine ulaşmak için amaca en uygun taktik ve strateji olarak benimsemektedir.

3. Terörizm masumlar üzerinden korku oluşturmayı amaçlamaktadır. Hedef ayrımı gözetmeksizin yapılan bu eylemlerle bireylerin günlük hayatlarında her an saldırıya maruz kalabileceklerine dair bir endişe oluşturulması ve bu sayede toplumda korku ve kargaşanın hâkim olması amaçlanmaktadır.

4. Terörizmde şiddet sembolik bir mesaj içerir. Zira terörist bir eylem sonrasında mağdur olanlar veya bu eylemde hedef alınanlar, mesaj verilmek istenen asıl kitle değildir. Beklenmedik hedeflere, beklenmedik zamanlarda yapılan bombalama, suikast gibi eylemlerle terör örgütleri, devletin bireylerin güvenliğini sağlayamadığı imajını yaymaya çalışarak toplumun tüm kesimlerine ve özellikle siyasî çevrelere mesaj vermek istemektedirler.

5. Terörizm hukuk sisteminin dışında hareket eden ve gayri meşru bir mücadele yöntemidir. Terör örgütleri, parlamenter yönetimlerde olduğu gibi sistem içinde mücadele etmemekte, sistemi tamamen ortadan kaldırmayı amaçlayarak var olan ahlakî, hukukî ve siyasî sistemin dışında hareket etmektedir.

Terörizmin kavramsal açıdan literatürde doğru bir yere oturtulması için, terörizmin ilk olarak ‘ne olmadığının’ ortaya konulması gerekmektedir. Nitekim terörizmle aslında yakın anlamlı olan birçok kavram terörizmle eş anlamlıymış gibi kullanılabilmekte; bu ise terör ve terörizmin gerçekte nasıl tanımlanması gerektiğine dair kafa karışıklıklarına sebep olmaktadır.

Terörizmi hırsızlık, cinayet gibi diğer adi suçlardan ayıran en önemli özelliği, terörün politik bir motivasyona olmasıdır. Zira terörizm, politik amaçları çerçevesinde yönetim ve halkın sindirilmesini amaçlayan silahlı terör grupları tarafından uygulanan bir stratejidir.

Savaş, terörizmle karıştırılan bir diğer önemli kavramdır. Savaş, uluslararasındaki sorunların çözümsüzlüğe doğru sürüklenmesi neticesinde söz konusu sorunların çatışma ile sonlandırılması için devletler arasında uygulanmakta olan politik bir stratejidir. Savaşı başlatan ya da sonlandıran da uluslararası alanda meşru olarak kabul gören devletlerdir. Savaşlarda şiddetin sınırları hukuk ile tanımlanmıştır. Terörizm ise, yönetim ve halka mesaj verme kaygısıyla semboller üzerinden gerçekleştirilen bir şiddet eylemidir. Söz konusu şiddetin her hangi bir ahlakî sınırı yoktur. Dolayısıyla terör örgütleri herhangi bir hukuka tabi olduklarını hissederek hareket etmezler. Terör örgütleri, kendi politik amaçlarına hizmet etmeyen her türlü meşru kurala karşı durma prensibi üzerine kurulmuştur.

Üçüncü olarak terörizmle karıştırılan bir diğer kavram özgürlük savaşıdır. Terörizm kavramının negatif bir anlam içermesi nedeniyle terör örgütleri çoğu zaman kendilerini terör örgütü olarak tanımlamazlar. Ancak özgürlük savaşı ile terörizm arasında önemli farklılıklar mevcuttur. Buna göre, özgürlük savaşında belli bir grubun kendisini savunması söz konusudur ve terörist eylemlerde olduğu gibi kaos, anarşi ya da toplumsal kargaşa ortamının oluşturulması, özgürlük mücadelesi veren grupların hedefleri arasında sayılamaz.

Terörizmle birlikte kullanılan bir başka kavram ise gerilla savaşıdır. Gerilla grupları, vatanlarını işgal eden güçlere karşı bir mücadele içindedirler ve uluslararası savaş hukuku ilkelerine göre hareket ederler. Cenevre Sözleşmelerine göre ‘yasal savaşçı’ olarak değerlendirilebilecek olan gerilla gruplarının meşruluk şartları, bir devletin ordusunun sahip olması gereken meşruiyet şartlarından farklı değildir. Sözleşmeye göre gerilla savaşçılarının savaş esiri olarak kabul edilebilmeleri için örgütsel ve bireysel olarak şu şartları taşımaları gerekir. Örgütsel şartlar şu şekilde sıralanabilir:

• Meşru bir çatışmanın tarafı olmalı,

• Örgütlü olmalı,

• Altındakilerin eylemlerinden sorumlu olan bir komutan tarafından yönetilmiş olmalı,

• Silahlı çatışmalar için geçerli ilgili uluslararası hukuk kurallarına bağlılığı denetleyecek iç disiplin sistemine tabi olmalıdır.

Gerilla savaşçısı bireysel olarak, mücadele edilen düşmana karşı kendisinin savaşçı olduğunu belirtecek ve halktan kendilerini ayıracak şekilde bir kıyafet giymiş olmalı, silahlarını gerek çatışma gerekse de çatışmaya hazırlık sürecinde açık olarak taşımalıdırlar. Bu şartları sağladıkları müddetçe gerilla savaşçıları, düşman tarafından yakalandıkları zaman ‘savaş esiri’ olarak muamele görme hakkına sahip olurlar. Dolayısıyla özgürlük savaşı gibi gerilla savaşı da terör örgütlerinin kendilerini meşru kılmak için ulaşmak istedikleri bir üst basamak olarak değerlendirilmektedir. Ancak, gerilla savaşçıları, terörist örgütlerde olduğu gibi sivilleri hedef alarak şiddeti politik amaçlar için araçsallaştıran bir strateji izlememeleri nedeniyle de teröristlerden ayrılırlar.

DİĞER İÇERİKLER