Ana SayfaGüvenlik SözlüğüTerörle Mücadelede Çok Boyutlu Yaklaşım ve Uluslararası Koordinasyon

Terörle Mücadelede Çok Boyutlu Yaklaşım ve Uluslararası Koordinasyon

Terörle mücadelede salt silahlı unsurların kullanılması ve bu yolla başarıya ulaşılması konseptinin, bugün gelinen noktada tüm dünyada karşılığının kalmadığı genel anlamda kabul edilmektedir. Sadece asker ve polisin müdahil olduğu terörle mücadele süreçleri netice itibariyle teröristle mücadeleye dönüşmekte ve kalıcı çözüm üretememektedir. Terörün kaynağına ve nedenlerine yönelik tespit, teşhis ve tedavi noktasında sadece silahlı konseptle hareket edilmesi terörü tamamen ortadan kaldırma konusundaki başarısızlığın başlıca sebebi sayılmaktadır.

Bu noktada sadece silahlı kuvvetlerinin değil, teröre maruz kalan devletin ve toplumun akademisinden Sivil Toplum Kuruluşlarına, yerel yönetimlerinden merkezi yönetim kurumlarına kadar tüm unsurlarının, terörün politik, ekonomik, hukuksal ve sosyo-kültürel olarak tüm yönlerini ele alacak şekilde bütüncül olarak mücadele etmesi demek olan “terörle mücadelede çok boyutlu yaklaşım” bugün gelinen noktada tüm dünyada kabul görmektedir. Bu konseptle hareket eden devletler ve toplumlar terörün sadece silahlı yöntemlerle bitirilemeyeceğinin, terörün diğer boyutlarıyla da mücadele edilmesi gerektiğinin ve ancak bu şekilde bütüncül ve çok boyutlu bir mücadele ile başarının gelebileceğinin bilincindedirler. Dolayısıyla terörle mücadelede çok boyutlu yaklaşım, hali hazırda var olan sorunlarla mücadele edilmesi gerektiği kadar ön alma çalışmaları ile de mücadele edilmesi gerektiği gerçeğini ortaya koymaktadır.

Ancak böyle bir mücadele ile teröre giden yollar kapatılacak, insanların suça bulaşmasının ve terörist olmasının önü kesilecek ve terörün vereceği zararlar ortadan kaldırılmış olacaktır. Terörün kaynağı, terörü besleyen sebepler, insanların teröre yönelme nedenleri, insanları radikalizme iten unsurlar, terör örgütünü destekleyen iç ve dış etmenler, terörün ve terör örgütünün ekonomik kaynakları, hukuksal ve yapısal sorunlar ve eksiklikler, ekonomik, politik ve sosyo-kültürel sorunlar, kimliksel ve sınıfsal problemler devletin ve toplumun tüm unsurlarıyla çok boyutlu olarak ele alınmalı ve tepkisel, anlık ve duygusal olarak değil, önleyici ve rasyonel stratejiler belirlemek ve uygulamak suretiyle çok boyutlu ve bütüncül olarak mücadele edilmelidir.

TERÖRLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI KOORDİNASYON

Uluslararası terörizmle mücadelede devletlerin asker, polis ve istihbarat gibi çeşitli birimleri arasında eşgüdüm ve işbirliği ihtiyacı dünya ülkelerinin bir gerçeğidir. Artık sadece yerel bir sorun olmaktan çıkan ve uluslararası boyut kazanan terörizm tehdidiyle ancak devletler arasındaki kapsamlı bir eşgüdümle etkin şekilde mücadele edilebilir.

Uluslararası terörizmle mücadelede koordinasyon sağlayan en önemli kuruluşların başında evrensel bir örgüt olan Birleşmiş Milletler gelmektedir. Bu bağlamda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 8 Eylül 2006 yılında “Küresel Terörle Mücadele Stratejisini” kabul etmiştir. Küresel Terörle Mücadele Stratejisi, Güvenlik Konseyi’nin terörle mücadele ile ilgili organları da dâhil olmak üzere, çeşitli BM kuruluşlarını, ortak, uyumlu ve daha fazla odaklanmış bir çerçevede bir araya getirmeyi amaçlamaktadır.

Küresel Terörle Mücadele Stratejisi’nin öncesinde 11 Eylül 2001’de ABD’ye karşı düzenlenen terör saldırılarını takiben Güvenlik Konseyi 1373 sayılı Kararı kabul etmiş ve söz konusu Kararın uygulanması için Terörle Mücadele Komitesi’ni kurmuştur. 1373 sayılı Karar terörist faaliyetlerin finansmanını yasaklamakta ve fonların dondurulmasını öngörmektedir. Karar üye devletleri, terörist eylemleri önlemek, üye devletler arasındaki işbirliğine yardımcı olmak ve işbirliğini geliştirmek için önlemler almakla yükümlü kılmaktadır.

Uluslararası terörizmle mücadele kapsamında Avrupa Birliği bünyesinde de adımlar atılmaktadır. 12 Aralık 2003’te yapılan Brüksel Zirvesi’nde, AB Konseyi tarafından “Daha İyi Bir Dünyada Güvenli Bir Avrupa” başlığını taşıyan Avrupa Güvenlik Stratejisi (A Secure Europe in a Better World – European Security Strategy) kabul edilmiştir. 11 Mart 2004 tarihinde Madrid’deki terör saldırılarının ardından yayımlanan Terörizmle Mücadele Deklarasyonu ile Terörizmle Mücadele Koordinatörlüğü (The Position of a Counter- Terrorism Coordinator) oluşturulmuştur. Avrupa Güvenlik Stratejisinin sağladığı kapsamlı kavramsal çerçeveden yararlanılarak AB Terörizmle Mücadele Stratejisi (The EU Counter-Terrorism Strategy), 30 Kasım 2005 tarihinde kabul edilmiştir.

Uluslararası terörizmle mücadelede koordinasyon sağlayan bir başka kurum bölgesel bir güvenlik örgütü olan NATO’dur. Özellikle 11 Eylül saldırıları sonrası terörizmle mücadele alanında daha aktif faaliyet gösteren NATO, terörizmle mücadele konusunda yapısal olarak Birleşmiş Milletler’in yönettiği çok geniş çaplı çabalar ile ülkelerin kendi yaklaşımları arasında bir noktada yer almaktadır.

DİĞER İÇERİKLER